Annem 24.Yılında
Pasta almak isterken eve perde ile dönen,
Kadın kendini bağışlatmak için, Beluga Havyarı alamıyorsa annem olabilir. Tanrıça Kibele ne kadar muktedir olursa olsun beluga havyarı yiyemeyecek kadar yoksullaştı.Kibele mitlerinden saygısından geriye Kibele heykelleri kaldı. Demekki miti ölümsüz yapan sanat Dikiş makinesinde perde diken ve pencereye takmaya çalışan ne kadar simgesel kadın anne duruşuydu. Bu anım Kaldı.Ölümün kadınlardaki simgesel duruşu ile hiçliğin ortasında hiç olmazsa Öldüren anılarım yok. Sevdiğiniz birini kaybetmek anahtarı kaybetmeyi benzemiyor. "Hayat eve sığarsa " karşıt mantığı " Ölüm sokaklara ve dünyaya hakim" olması gerekir.( Bence ) Ölüm hafta sonu şahane cumartesi ve pazar olabilir, kaçınılmaz olarak .. Kimileri zevkleri için kimileri ihtiyaçları için, Halkların ah o temel ihtiyaçları değilmidir.? Midemizden bağırsaklarımızdan yakalayıp İnsanları hayatını köleleştiren. Ya beynin ihtiyaçları yalnız glikoz su kan Ve elektrik akımı üreten karmaşık düzenekmidir .? Düşüncelerimiz okuryazarlığımız ile Öznenin nesnelerini yaratınca güneş bulutların ardından gülümser ve parlar. İlkokulda kola yakalı, DARI ADAM VE TAVUK FIKRASI Kendisini darı tanesi sanan bir adam akıl hastanesine kaldırılır, orada doktorlar onu bir darı tanesi olmadığına, insan olduğuna inandırmak için ellerinden geleni yapar; fakat iyileşip (darı tanesi değil de insan olduğuna inanıp) hastaneden ayrılmasına izin verildikten sonra, çok geçmeden tir tir titreyerek ve ödü kopmuş bir halde geri gelir – kapıda duran bir tavuğun kendisini yiyeceğinden korktuğunu söyler. ‘Dostum,’ der doktoru, ‘sen darı tanesi değil de insan olduğunu çok iyi biliyorsun.’ ‘Ben biliyorum tabii ki,’ diye cevap verir hasta, ‘peki ya tavuk biliyor mu?’” TEN DENİLEN ELBİSE İki evli yaşlı insan KAVRAMSAL OLGULARIN ÖTESİNDE HAYAT VE ÖLÜM ... Gözlükler her zaman masumdur . Ve neyi anımsatmalı Ankara ve Uğur Mumcu. Bomba sonrası, Bulunan kırık gözlüklerini.. Uğur Mumcu’yu öldürenler Gılgamış ’ın Ölümsüz otunu unuttular. Can tatlı,balık gizemli Oscar Wilde"Korkaklar öpücükle cesurlar kılıçla ölür." der. pamuk prenses ve yedi cüceler boşuna prens ve öpücüğünü beklemesin. Kola yakalı gökyüzünde en Azından öyleydi.Yeryüzü çağında Prens hem öpücüğünü,kalbini ve elmayı Başka prensesine sundu bile Öpücük tamamda kılıcım neredesin.? Ölü veya diri İki çenekli çiçeklerin yerine kaleye taş taşıdık. bir gün anlayacaksın hayatın cilvesini. Kalenin içindekiler dışarıya çıkamıyor .Kalenin dışında olanlar içeriye giremiyor.Beni dağ öldürmeyecek. Ufak çakıl taşı öldürecek. Yüzünüze tuttuğum tabanca pasta tabancası ve silikon tabancası değil gerçek tabanca ve soruları demir delik sahibi soracak. Ölüm ve dirim sanki düşman kardeşler değilde üç perdelik teatral sahnenin aynı kişinin iki maskesi değilmidir.? Tüm iyiliklerimiz ve kötülüklerimiz mezarlıkta bitecek. ANNEM ANNEM 24 yıl önce ben bisiklet kazası yaşamadım. Hiç pes etmeyen atlet gibi Bak ölüm herkese yetişiyor. Ben annemde sonbahar rüzgarı gibiyim. Annemin ölünce ilk 24 saati ve 24 ayı rüzgarlar gibi geçti mezarından 24.yılında ben yazmak için geride kaldım Yüzyıl sonra ana oğul bir yerdeyiz. HAYATIN KARMAŞA VE ÇELİŞKİSİ … Tabancam hala üstünüzde silikon ve pasta tabancası değil. sorunlu sorularım; … Yasalar ve etik nedenler ile katil olunca Kodese düşersin. Ya savaşlar en büyük Cinayetler değilmidir.? Bir katilin kahramana dönüşmesidir. Hayvan beynimizin utkusunu onaylarmısınız.? Al sana hayvanlar aleminden insanlar alemine geçememe sancısı ve bunlukları Yaşam senin adına ne cinayetler işleniyor. Yaşam senin adına ne düşkünlükler bayağılıklar var. Ölümün böyle istekleri yoktur. Ölüm insanı yanıltmaz ve alay etmez SOPHİE SCHOLL Beyaz gül 1943 Scholl kardeşler Ne üzücü," demişti Sophie. "Böylesine güzel bir gün, böyle bir güneş ve ben gitmek zorundayım." Kendimizi doğru bir amaca adamazsak , adaletin hüküm sürmesini nasıl bekleyebiliriz? Sayemizde binlerce kişi harekete geçiyorsa, benim ölümünün ne önemi var? SOPHIE SCHOLL - ALMAN AKTİVİST VE DİRENİŞÇİ Onurlu bir ölümü kim reddedebilir. Herkes naziler’in suçlu olduğunu biliyor. Önemli olan korkuyu yenmek değil Korkaklığı yenmektir. 6 milyon alman hayatını kaybetti (* bkz III. REİCH ŞİİRİM) YUKARISI TAVUK AŞAĞISI TAVUK Hayat tavuk kümesi,ölüm tavuk kümesi sahibi. Tek yapması gereken kümes kapısını açmak tavukları yakalamak Ölüm ses tellerimizden tasarruf etmektir. Yaşarken hep konuşuyoruz evde, işyerinde sözler bir cekete dökülen kepekler veya suyu suyla dövmek gibi Kadınlar ve erkekler yalnızca konuşuyor Konuşmak için denizde devasa kablolar var. Ve uydular konuşuyor. Geride yazı olmayınca hepsi koca bir hiçmiş. Kadınlar ve erkekler elinize kalem alınız. Yazar olamıyorsanız hiç olmazsa yazar gibi davranın. Kitaplar dünyası hapishaneleri kapatır. Binlerce yıllık papirus ölü halklar ile yaşayan insanlara ne olursa olsun "Yeterki yaz" der. Babamın cansız elini tuttum. Ölümün soğukluğundan korkmayın PERDE KAPANIRKEN,, Ölümde hayat var. Hayatta ölüm var Vital ve mortal Evet lanetledik. Hayat denilen mülkiyet ile lanetledik. İlk başta gönüllü gönülsüz aldatmaca için Hep verir görünür. Paranoyakça geri alır. Sevdiklerinizi malınızı mülkünüzü ve gençliğinizi. Ölüm hayatınızın olağanüstü yatıştırması ve sadeleşmesidir.Tıpkı bir dağın sadeleşerek çakıl taşları olması gibi Hayat ölümün " DA FACTO " halinden başka bir şey değildir.. PERDE AÇILIRKEN .. Zambaklar beyaz değilde kırmızı renk olsaydı güzel kokmaktan vazmı geçecekti Millet orduya emanet Asker vatana emanet Bayrak millete emanet Elmalar yerçekimine emanet Kuşlar gökyüzüne emanet Balık denize emanet Rahvan yürüyüş ata emanet Aşk ve güller kalplere emanet Elmaslar kadınların boynuna emanet "La mamma" şarkısı Charles Aznavour’a emanet Bach, Mozart ve Beethoven senfonilere emanet Gençlik Orson Walles’in "I Know To Be Young " şarkısına emanet Kış ilkbahara emanet Halk yönetime emanet Emanet hiyanete emanet Temizlik kirli çamaşırlara emanet Gazeteci ve yazar hapishaneye emanet Sorular hiç yanıtlanmayan ayrıksı cevaplara emanet, ya aklımız akılsız evrene ve bilinçdışına emanet Cesaret korku ve mücadeleye emanet Yaşam ölüme emanet Kimler gelmiş, Kimler geçeceklere emanet Sonlu şeyler sonsuza emanet Komedi drama emanet Barış savaşlara emanet Beyazlık siyaha, Gündüz ve gece dünyaya emanet Ağaç ormanlara emanet Bulutlar gökyüzündeki nesnelere emanet Düşler hayal kırıklarına emanet Arkadaşlıklar sevgi ve hoşgörüye emanet Sevgi nostaljiye emanet Kolalı yakalık ve şapka anılara emanet Anılar anı hırsızına emanet Kalp beyine emanet Acı çeken ruhlar umutlara emanet Ölüm hayat ve sevgiyi, biraz umutu yıldız tozu ile karıştırsak.. umut isterse yıldızlar kadar uzak olsun. Damarlarımızdaki yıldızların sıcaklığıdır. Gündüzleri yaşayanların titreşimli sesleri sararken mezarlık yolu çakıl taşından Geceleri mezarlıklarda ay ve ölüler birlikte şarkı söylüyor… Yaşamak hakkında bildiğim tek şey,, Balerin düşer kalkar ve dans edeceği güne Kadar ayak parmaklarına ağrılar girer Düşer kalkar ve parmak uçlarında dans eder parmakların öyküsüdür. Beyni müziğe parmağa kaleme sanata dönüştüren gücümüz kendimizdir. Ölüm nasıl saygıya hak ediyorsa yaşamda öyle saygı görmeli. Ölümler, acılar,hayal kırıkları.. Gerçek para gibi iki yüzlüdür. Hangi yüzünü görmek istiyorsunuz gerçek odur. Tavuk karşısında, Kendini darı sanan adam tavuğun kendini yiyeceğini gerçekten inanıyorsa beyninizdeki tabutla yaşamak zorunda kalacaksınız..Bir tercih hakkınız daha var. Balerinin parmak uçları Ölüm annemden öncede vardı. 28 Ocak 2021 Sinop Saat 23.39 ..ÖLÜMCÜL OLMAYAN ÖLÜM SÖZLERİ Ölüm olmasaydı, onu icat etmek zorunda kalırdık. Bir masumun ölümü! Bütün insanlığın ölümüne bedeldir. Centilmen olarak doğmak bir tesadüftür; fakat bir centilmen olarak ölmek büyük bir başarıdır. Ölüm korkusu, ölümden daha korkunçtur. Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır. Oyun bitince şah da piyon da aynı kutuya konur. İnsanların bazısı yaşayıp bazısı ölseydi, ölüm dayanılmaz bir acı olurdu. Doğduğunda sen ağlamıştın, herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et. Ey hayat, seni bu kadar kıymetli tutuşum, ölüm sayesindedir. Bütün günler ölüme gider, son güne varır. |
Ve ben hangi şiire ne yorum yazacağımı şaşırdım... Bize biraz acı abi. Olmaz ki böyle:)
Hani yazmışsın ya ["Hayat eve sığarsa " karşıt mantığı " Ölüm sokaklara ve dünyaya hakim" olması gerekir.( Bence ) ] diye artık o noktaya geldik ki, hayatı eve sığdıralım derken içimiz içimize sığmaz oldu...
Affına sığınarak ölümün soğuk nefesini duyduğumuz bu sayfada bir nebze olsun yüzümüze su serpelim diye ve beni sevdiğini bildiğimden anlayışla karşılacağından biraz şımarıklık yapayım dedim.
Sevgilerimle...