-Kül olunca…kül olunca umut kırıntılarım yitti gitti sağ ve solum gamları soludum hüsran kabuklarını rendeledim birer birer acılar gasp edince gecelerimi ağıtlarımın da oyuncağı olmuştum vicdanı yok hükmünde bir ifritti her hal sipsivri tırnakları ile girdiğinden beri şu saftirik gönlüme içimi ve dışımı da sisler kapladı nankör bir elin esiri olup da çıktım gönlü o iblisin eline kaptırdık kaptıralı insanın sahtesi de olurmuş meğer eli kolu yüzü ve ayağı ile için karasını görmek ne mümkün dış bir çiçek bahçesi gibi kaplanınca kanmayıp da ne yapacaksın hayvanların dahi özgürlüğü insan eliyle olunca şüphelerim her hal kendi gönlümce gönül kokumun çiçeğin yaprağına uymaması tüm mazimi feda etti hoyratça tüm vakitlerim saatinin akrebinde eridi bulutlarım ağlamadı ki bende güleyim kapılışta da sürüklendim rüzgarında nankörlükten yorgun ve kırgın bir gönül oldum nefesim bile ona tık tık ayarlı kaldı biteviye ilk vuruşunda bir şeylerin sızladığını hissettim içimin içime sığmadığı yerde bile kanamalarım da hiç durmadı şu yürekte damla damla eritirken içimi dönme dolap beygiri gibi dolandım gecelerde hüsrana dolanan gönlümü avutarak yanlış algılar olmasını umut ederek bir mucize bekledim bu mezbelelikte belki de benim içim fesattır diyerek resmini nakşedenlere yanlış bir poz vermemesi için rötuşladım tüm görünen yönlerini oysa ki sen bir sır olmaktan çoktan feragat etmiştin hiç sizler kelebekler gibi oldunuz mu üç günlük bir dünya için ne danslar ederler vaktin saniyesini iyi bilirler çiçekten çiçeğe konarlar tüm görkemleriyle bense sadece bir çiçeğin kokusunu sevdim tez zamanda da solacağını bile bile kendi kendini aldatır ya gönül gurur eksenine sığdıramadığı gibi kendimce oyaladım sabır bekçilerimi karışık kokuları olan bir ilişki illa ki uyuşturur tümden bedeni düşünüyorum da geçip giden günleri kısmi bana aitti de ya gerisi her anımda bir sancı var acımasız bir giyotinin altında inleyen her bir anısı isyanlarımı doğuruyor öldükçe ölüyor tüm duygular kandırılmışlığına kahrolan demek ki bazı dertlerde çekilirmiş ölenle ölünmüyor tıpkı benim severken çektiklerim gibi bilirdim o gözlerinin yalanlarını içindeki o kör kurdunu ama benim bu gönlüm acım aklı bir boynu bükük görmeye görsün açtı işte bağrını bir bilseniz nelere kol kanat gerdiğini elveda edişte de çekip de gittim işte canını da yakmadan hiç ummadığın bir anda da hiç mi hiç olmamışım gibi soyutladım da gitti senli tüm geçmişimi… (23.01.2021) AZAP.. (Kadri Atmaca) |
üç günlük bir dünya için ne danslar ederler
vaktin saniyesini iyi bilirler
çiçekten çiçeğe konarlar tüm görkemleriyle
bense sadece bir çiçeğin kokusunu sevdim
tez zamanda da solacağını bile bile
kendi kendini aldatır ya gönül
gurur eksenine sığdıramadığı gibi
kendimce oyaladım sabır bekçilerimi
Çok çok duygu yüklüydü teşekkür ediyorum her bir dizesi aldı götürdü beni tebrik eder nice güzel şiirlerde buluşmak dileğiyle