MEĞERMEĞER Meğer ne büyük hatalar yapmışım. Ne büyük yanlışlar! Telafisi imkansız! Geri dönüşü mümkün olmayan! Sevmek, sevilmek gibi. Kabullenmek, kabul görmek gibi. Dışlamamak, dışlanmamak gibi. Ötekileşmeden, ötekileştirmeden biz diyebilmek gibi. Sebep mi? İşte sebep; Sebep; ben deyişin! Sebep; ben deyişim! Sebep; bizden değilsin, sen ötekisisin dediğimiz gibi! Oysa yaşam "ben’in" ötesinde "biz" olmak/mış. Kabullenip, kabul görmek/miş. Severek sevilmek/miş. Paylaşarak çoğalmak/mış. Meğer kutsal olan herşey, yani mutluluk ne burnunun dibinde, ne de kafdağı ardında/imiş. Ne yerde, ne de gökyüzünde/imiş. Aradığımız mutluluk, tam da göz seviyesinde/imiş! Bakıp da göremediğimiz! Sen gibi. Ben gibi. Varlığımızı fark edemeyişimiz gibi. hatalarımızı, yanlışlarımızı kabullendiğimiz müddetçe insan olabileceğimiz gibi! Efkan ÖTGÜN |