Oyun sanmıştım
Daha yeşermeden solan umutlarım var benim
Doğdu, güneşi gördü ve koptu dalından. Kimseler görmeden kuytu bir yere saklamıştım. Ama benden habersiz almış götürmüşler. Sakladığım yerde bulamıyorum Peki kim çaldı umutlarımı? Neden çaldı? Nereye götürdü? Nereye sakladılar? Umutlarımdan ne istediler? Ben, umudum olmadan yaşayabilir miyim ki? Sokakta oynayan çocuklar mı götürdüler acaba? Ama onlarda bilmiyor, görmemişler. Sokaklarda yalnız başına gezen şu yaşlı teyze mi aldı yoksa? O da görmemiş. Karanlık bir yere ekmiştim kimse görmesin, bilmesin, kırmasın diye. Belki büyür, yeşerir ve umutsuzluklarıma umut eklenir sandım. Ama koparmışlar yeni açan taze bir gül gibi. Gökyüzünden yere düşen kar taneleri gibiydi umutlarım, Harlanmış ateşin üzerine düşmeden eriyiverdiler. Belki yanan ateşi söndüremedi Ama pes etmeyip yere doğru düşmeye devam ettiler. Saklamıştım, bir yerlere ekmiştim umutlarımı. Umut ekmeyi bir oyun sanmıştım. Yanlış yapmışçasına bir kenara saklandım. Saklamıştım, saklanmıştım. Bizi kimse göremez sanmıştım Gözyaşlarımın beslediği umudumu almış savurmuşlar bir tarafa… |