İstanbul' un Öte Yanı
ağırlaştı da ağırlaştı günler
umarım geçip giderlerdi döküldüler lime lime eridiler pul pul umutlarım o ki tablo gibi bir yaşamdan kaydılar utanmazlar vedalaşmadılar bile gittiler sorgusuz sualsiz bir aslan yesin isterdim beni sırtlan doldu her yanım değseydi canıma deseydim oh deseydim gülümserim olanlara alaycı görmek isterim nicelerini bakınırım dönüp dönüp ararım tey gerilerden dostlar dostlarım dost bildiklerim dost bildiklerime yanarım tutunamıyorum yıkılıyor kayıyor her yan aşikar açlık yoksulluk bedenlerde pabuçlar paçalar çamur küçük bedenler ıslak büyükler korkuyor büyükler korkak utanmaz ayaz üşütüyor işliyor iliklerine çocukların kavuruyor soğuk soğuk acımasız İstanbul mu merhametsiz İstanbul haylaz neredeyse her yeri pis yüznumaralar yollar parklar duraklar sidik kokuyorlar neye yararlar tavernası kasrı aryası operası çocukları barındırmaz hasıl saymayın öte tarafı öte tarafı fasıl toyu ustası melezi hası karısı adamı puştu safı pulu parası anası avradı koca memleketin yağmalanırcasına koca memleketin aynası tükeniyorsun koca İstanbul buralar şu sıralar bu şehir şu sıralar şu sıralar yüz karası 29 ocak 2002/İstanbul |