SEN YOKSUNLUĞUSuskun nöbetleri karanlık çekiyor, Hangi kuşun kanadından düşüyor bu sen yaşları, Hüzün yılından sesleniyorum gözlerine sevgilim, Karanlığın en zifirisi ne ara bu derece kendini belli eder oldu ki.... Veryansın çığlıkları çağlıyor şelalerden.... Her su damlası adeta sen dizili şeritler akıyor nehirlere... Her esen rüzgarın uğultusu ses tonundaki tını,,, Bir yorgan oluyor aniden bir ağaç yaprağı, Sanki kolların sarmış gibi ürperiyor tenim, Alev alev yanan yürek varken sen yoksunluğundan titriyor bedenim... Kriz geçirten nedir bu derece dingin bir güne... Harcaması yapılmış bir kalp uçmaya meyil ediyor bir süre sonra, Sahi sevdiğim kalp uçar mı diyorum... Evet uçar sevince kanatlanır bilinmezliğe doğru... Kalp kırılır çoğu zaman bir cam gibi paramparça... İşte o anı yaşıyorum sevdiğim... Sen çaresizlikleri ile sensizliğe bürünüyor soluyorum çekemediğim havadaki kokunu... Hangi akrep inadı,gururu alır tüm saf yanlarını bu sevginin... Sen geçen günlerin özetini çıkarıyorum anılardan... Ben olmayan günler çıkıyor karşıma sevgilim... Anıların beni terk ettiği zamanlar yaşıyorum... Hüzünbaz bir oyuncu çilehane misali yüreğimde konaklıyor... Sen çekimi sarıyor ben olmayan bir mekanda... Sus düğünleri hoşçakal düğümleri ile halay tutuyor... Sen ile başlayan gün ben olup bitiyor... Ağır çekiminde gidiyor hayat sevgilim... Güz yağmurları gibi sessiz ve de şaşırtıcı bir mevsim gibi... Gelişimden habersiz bir ülkenin mağduriyeti gibi geçiyor günüm... Harabe olmuş bir savaşa kurban gitmiş şehrin evleri gibi sen saatleri... Gözlere hayatın penceresinden sis düşüyor sevgilim... Bazen yağmur bazen kar oluyor ama hep sis... Sensizliğe sunulan bir aşk melodisi çalıyor rüzgarda. .. Ayrılığın silüetinde yokluğundaki seni yansıtıyor sen yoksunluğu... Ben yokluğumda sen yoksunluğuna aşk döküyorum sevgilim... Sen nöbetlerine kal dememenin olmaz diyememenin zaferini yaşıyorum sevgilim ~İP€K KA£KAN~ |