Öztürkler neye ne derKırcıllı diye alacalıya der Muzur diye fenaya der Mızmız diye sulu gözlüye der Tantana diye yaygaraya der Köstek diye tümseğe der Azap diye acıya der Vefat diye ölüme der Cüzzi diye az olana der Şevk diye şene der Miktar diye az çok olan bir şeye der Mukayese diye karşılaştırmaya der Emri vaki diye Emire der Mübela diye abartmaya der Muhattap diye ilgiliye der Muaffak diye baş etmeye der Sonuç diye neticeye der Mühim diye önemliye der Handikap diye kargaşaya der Muhtemel diye olabilire der Burçak diye buğdaya der Umman diye denize der Müsemma diye tavize der Barbar diye fenaya der Müptela diye aşırı düşkünlüğü bağlılığa der Sedat hünkâr Karamecnun Cennetullah |