SARIKAMIŞ AĞIDI
SARIKAMIŞ AĞIDI
Bakü’den gelmişti evvelâ haber, Ordumuz Osmanlı savaşa gider, Öyle yüce dağ ki Allah’u Ekber; Karlı dağı aşan yol SARIKAMIŞ.. Bin dokuz yüz on dört aralık ayı, Doksan bin Mehmetle tam oldu sayı, Kar altında asker demledi çayı; Beyaza bürünmüş çöl SARIKAMIŞ.. Enver Paşa Rus’a cephe açmıştı, Kar altında Mehmet göğe uçmuştu, Doksan üç Harbi de yara açmıştı; Yürekler kanatan İl SARIKAMIŞ.. Bizim için zafer olmazdı nihân, Türk’ün gür sesini duyardı cihan, Bizim Batum Artvin Kars ve Ardahan; Vatan toprağında gül SARIKAMIŞ.. Çevirdi Süvari köşe bucağı, Köprüköy’de belli ne olacağı, Hasan İzzet Paşa yaktı ocağı; Orduya gel diyen el SARIKAMIŞ.. Kader Ordumuzu cenge çağırdı, Asker Allâh Allah diye bağrıdı, Kış şartları çetin ve de ağırdı; Böyle geldik sana bil SARIKAMIŞ.. Nihayet bu emir geldi yukardan, Geçit vermez dağlar üç metre kardan, Yastığı taş oldu yorganı kardan; Şühedâya rahmet kıl SARIKAMIŞ.. Ordumuz inanmış, değildir kanmış! Cepheye koşmuş da kar’a dayanmış, Doksan bin annenin ciğeri yanmış; Çoğaldı ocakta kül SARIKAMIŞ.. Sînende uyuyan kirpiklerini, Şehit kanlarıyla topraklarını, İncitmesin rüzgâr yapraklarını; En doğudan esen yel SARIKAMIŞ.. Ağıtlar yakıldı burda seninle, Kar altında donmuş Mehmetlerinle, Allâh’u Ekber’de şehitlerinle; Bir hüzün sendeki hâl SARIKAMIŞ.. Böyle murâd etmiş yüce Yaradan, Lâkin kan damlıyor hâlâ yara’dan! Yüzaltı yıl geçmiş olsun aradan; Şehit torununa gül SARIKAMIŞ.. Kardan kefen giyip gençlik çağında, Göğe yükselerek yüce dağında, Değil mi ki Türk askeri bağrında; Gönlümüzde şanlı kal SARIKAMIŞ.. Adın Sarıkamış bahtın kara mı, Dağlarında kardelenler yara mı, Kanatırsın her yıl dilde yaramı; Sen de gözyaşını sil SARIKAMIŞ.. Murat Kahraman 27.12.2020/Taraklı |