TohumFazla yüklü değildi silahları Bir cebinde Bir avuç domates tohumları Ve elleri, Kazıyordu... Kramp geçiren kara toprağı. Hayaller kuruyordu öbek öbek Efsanevi bir nehir, Vadisi renk renk çiçek. Doğası evcil ormanlara, Usulca konan serçeler. Ama her defasında, Yeni güne güneşsiz doğuyordu gelecek. Etrafta sanal tanıkların savaşları Öteki oluveren insanların yavruları Kavranılmamış yüzlerle, Paçavralara sarıyorlardı aldıkları cezaları. Oysa; Doğuştan değil miydi gökkuşağı? Kimsesizlik saçmıştı panzehiri Devletsiz gerçekler Sessizce yıkmıştı şehirleri. İşkence edilen baba’dan Irzına geçilen ana’dan Rehin alınmıştı umut. Orasız bir yerden kaçmışken, Yazgısı ekiyordu yarınlara tohumları. |