İKİNDİ RUBAİLERİ-48YÜREK KUMBARASI Mâzinin sızısı var kalbimin yarasında Bir ömür böyle geçti, kaşla göz arasında Elâlem tomar tomar para biriktirirken... Gözyaşı biriktirdim yürek kumbarasında GELDİ GEÇTİ ÖMRÜMÜZ Geldi geçti ömrümüz; yazık, kâm alamadık Herkes bir yana çekti, kendimiz olamadık Sürekli erteledik öz arzularımızı Her şeye vakit bulduk, sevmeye bulamadık MAS/KARA Karanlığın çocuğu, her yanın kara senin Kalbin derin bir kuyu, vicdanın yara senin Bukalemun misali her gün rengin değişir Ne kuşsun ne de deve, yüzün maskara senin HAVF VE RECÂ Belâda saklı sabrı, yoklukta var’ı gördüm Havf ve recâ arası, kışta baharı gördüm Gönül gözüyle baktım yaratılan ne varsa Zifiri bir gecede şükür neharı gördüm ESKİ FOTOĞRAFLAR Mâzinin nabzı atar eski fotoğraflarda Uykularımı böler yüreğin tınıları Ne hayatlar saklıdır küf kokulu raflarda Gizli bir el geceden devşirir anıları ÖMÜR AĞACI Odur elinde kalan, bugün dünden güzeldir Dün, ömür ağacından kopuvermiş gazeldir Köprülerin altından bir kez geçer her damla Yoktur vaktin tekrarı, her ân’ımız özeldir. M. NİHAT MALKOÇ |
Kaleminize gönlünüze sağlık.