ARTIK HİÇ BİR AŞKA İNANMIYORUM
Yaralı bir kurt gibi solurken hayat.
Yüzümde hüzün rengi bir gülümseme. Yüreğimde vurgun yemiş firari sevdam. Kavrulur durur çöl yüreğim... Çocuklar üşür köprü altlarında. Yansır ayışığı ıslak dallara. Çınlar kulağımda bir yarım ezgi. Kara gecelerde umutlarım dağılır. Beynimde artarken çekiç sesleri. Sessizliğin potasında büyür acılar... Bir maral vurulur dağ başlarında. Geciken sabahlara koşar kuşlar. Kanı kurutulmak istenen sevgiler düşer usuma. Ve umudu kesilmek istenen sevgililer. Düşlerim buz keser üşür içerim... Bilirim ekseriya sabaha karşı kurşuna dizilir insanlar. Benim de sabaha karşı sözcüklere sığmayan fırtınalar patlar içimde. Of dedikçe başımı taştan taşa çaldığım kederimi kanatırım sesimde. Hep arkamda durur buz tutan bir yaşamın donmuş anısı. Ve kederle söylenirim kendi kendime: ’ Artık acılardan acılara koşturan hiçbir aşka inanmıyorum. Ve içimdeki sonsuzluğa sığmayan o büyük sevgilere karşı. İçimdeki aşkın çiçekler gibi soldurulmasına dayanamıyorum!..’ |
tebrikler,
selamlar..