ERZURUM'DA AHİ ESNAFI
Anadolu çarşısını kurdu Ahi Evran
Yalansız ve hilesiz, gelip geçti o devran Erzurum pazarında tertip düzdü ahilik Güvenilirdi çarşı yoldan emindi kervan Selçukluda Osmanlıda sahipliydi esnaf Esnaf şeyhlerinin her biri işinde sarraf Rahle-i tedristen geçerdi her bir iş kolu Ders gördü çömezler, çıraklar, ustalar saf saf Üretici, sanatkâr, ilkeleri fütüvvet Fütüvvet ahlakı doğurdu azim bir kuvvet Her ne iş gördülerse usulleri meşveret Geçmez akçeydi rüşvet geçer akçe uhuvvet İş erbabı olmalı berrak su gibi duru Şeyh eli rahmet eli keser acıtmaz uru Ulülemre itaat edince Allah kulu Helaldir, ne aldı ne sattı, kazancı meşru Bir meslek öğrendin, sanma ki sen oldun usta Böylesine ‘cahal’ derlerdi, aklı yok başta Sözle sohbetle pişer usta, tekke yokuşta! Ahlaksız esnaf ya iflasta ya gezer boşta Dinî ahlak cariydi hanede hem pazarda Her ne sorun var, çözülürdü şeyh huzurunda Yaşlı genç, beş vakitte, cem olurdu camide Makbuldü her bir kul, makbulse Allah katında Toplum süt, insan maya, bir kez bozulsa maya Gör düzelmez o toplum, varıp çıksa da aya Hile hurda görünür gezip baksan ne yana Maya maneviyattı, mayasız sütte hayâ! Osmanlı asırlarca yaşadı düzen ile Kuran ahlakı hâkimdi her fiile her dile Kur’an’sız, kuralsızdır! Çile bülbülüm çile! Meyus girip çıkarız uğrasak hangi ile Talât Uzunyaylalı |
şimdi ne halde
yüreğine sağlık
devlet düzeleki toplum düzele toplum düzeleki esnaf düzele