Topal memedKumlucadan kalkan tren Sonra acı bir siren Kara dumanını salarak dağlara Kaybolup gittik gözden. Sonuncu mevkide üç günlük yolculuk Tıka basa, nefes, nefese, Gözlerde diyar, yüzlerde burukluk Salına, salına iki yana Buğulu camlardan baka kaldık. Malıköye vardığımızda Üstbaş perişandık Çok geçmedi Geliboluya hazırlandık. Böyle diyordu topal mehmet Ben on yaşımdayken, o doksan vardı Şarampol parçalamış bacağını İri cüsseli bedenini Seke seke taşırdı, Ayağına uymazmış ne lastik, ne elbise, Çarık benzeri postal giymiş sede Daha şimdiden yapışmış deriye, En çok ben dinlerdim onu Başka çocuklar yine başladı derdi Pek dinlemezdiler Anlatırda, anlatırdı geliboluyu Ne maaşı vardı ne madalyası Sefillik içinde geçti hayatı Canlanıyor gözümde o hali, Ey ahali Dedem balkanlarda şehit düşmüş kayıp Adı şanı bilinmiyor Babam kocatepede Atatürkün aşçı yamağıymış 15 yaşında ya yok ya varmış Maaş madalya yoktu o zamanlar Anlatsam dinlediklerimi çocukken Kitap olurdu yazabilsem... Mustafa Yaman 09 aralık 2020 |