İnce taşlama!
Cep delik mangır nanay, fakir ekmeği umut
Ayıya teslim olmuş, dalda sararan armut At sırtından savurmuş, şimdi yayadır hamut "Sivri sinek saz çalmış, davul zurna az gelmiş" Kapatmış antenini, anlatılan vız gelmiş Yamadan geçilmiyor, sökükten et gürünür Solucan olmuş zevat, ayak altı sürünür Yiğitliği bırakmaz, ar zırhına bürünür "Develer tellal iken, pireler berber"olmuş Yezidin zalimleri, bugün muteber olmuş Kimi kimin kıçında kıl olmaya razıymış Kimi sarhoş mezesi, zalimlerin sazıymış Kimi bulgur aşının, kızartılmış kazıymış "Davul bile dengini, yitirmiş bulamıyor Tencere kapağını, kaptırmış alamıyor Anam babam kurban der, arını peşkeş çeker Emir gelse eminim, terkeder teker teker Dünü çabuk unutur, bugünü dünden beter İki gönül basılmış, samanlık berbat olmuş Şirin’i bilmem amma, kahreden Ferhat olmuş Gün olur devran döner, yolacak saçın kalmaz Başın önde yürürsün, selamın alan olmaz Kaybolursun unutma, kimse arayıp bulmaz Geçer Bor’un pazarı, eşek Niyde’yi bilmez Dövme dizine yazık, giden yaz geri gelmez İpin elin elinde, bir çaban becerin yok Tencerede su kaynar, bir acı biberin yok Palavraya aç hale gelmişsin haberin yok "Lafla peynir gemisi, yürürse böyle yürür Üretmeyen toplumun, ancak baseni büyür Sen sırmalı görürsün oysa kral çıplaktır Bu araba yürümez tekerleri patlaktır Sen ırgatsın qardaşım bak ellerin çatlaktır Güneşi balçık ile sıvamaya güç yetmez Kalburda taşınan su, bir kova bile etmez "Kişinin karinesi yaptığı işten belli Yetenekli bir aşçı yaptığı aştan belli Adam olacak çocuk yaptığı çişten belli " Kel başa gümüş tarak", ancak bu kadar olur "Yalanın dibi kara "sel gider çamur kalır" H. Işık. |
Saygı ve selamlar.