ERZURUM SAZLIĞI
Erzurum Ovası’nın orta yerindeydi saz
Katar katar gelirdi leylek, ördek, turna, kaz İki yüz çeşit kuş ağırlardı, bahar ve yaz ‘Kuş senfonisiydi’ yerdeki gökteki avaz Firuz Bey, Tivnik, Karaz, Ağaver’di, köprüsü Köprülere bağlıydı yirmi köyün öyküsü Göl suyu yükseldi mi geçit vermez köprüler Denir elbet, ey sazlık, sensin ömür törpüsü Dört yanı doluydu kuş yumurtası kuş tüyü Baharı, yazı, pek güzeldi, sanki bir büyü! Saz dalında şarkı söylerdi sazın bülbülü Hem yerlisi hem yabancısı övdü bu gölü Erzurumlu cilden dokudu zembille sele Bak! Selem dolu sazlık yumurtası, gel hele Tavuğu nedecen, kaz yumurtası yesene! Al beyim, al! Fırsattır, verme sepeti ele Cil; halı yastıkta, duvarda, damda, tavanda Her yerde; semerde, neyde, kalemde, kavalda Gör! Köylü, manda sürüsünü saza salanda Ne hoş olur; bin camış, sazda kanal yaranda İnce cilden mamul; rapata, seccade, hasır Hasırsız olur mu ev, olsa da adı kasır Yaktı kalın cilini: dükkân, hamam, fırın, ev Gelip geçti azizim, nice böyle bin asır Ellili yıllardaydı… girdik sazın kanına Sönüp gitti gölü, değdi mi acep karına Yazık ettik yazık, şu Erzurum’un sazına Gitti kuş, gitti seda, kaldık motor cazına M.Talât Uzunyaylalı |
Yüreğine emeğine sağlık
__________________________________Selamlar