Kibritin Öfkesi
Bulanık bir zihnin fon eşliğinde damlattığı yaşlar
Kapısı açık dünyamın içine düşüyor. Bu bir kurtuluş, en sevindirici haber. Şayet şükrü esirgemem ben. Şükür ki benim şu kızıl başım kuru. Yükselt beni. Şu zamanının meşhur övünçlerini almış gri dünyamda. Yeri geldi dinleyin beni. Hani şu yakıp attığınız ahali... Ben, kızılbaş. Size sesleniyorum dostlarım. Daha kızılbaş Daha daha kızılbaş Aklımdasınız... Ben atılgan olan, ben hiddetli alevlerin en küçüğü. Titrerim rüyalarıma devşirdiğim alev topuna. Ah benim ben idealim. Sürt kafamı at beni Beni cephelerin en önüne sür. Yak at beni, biraz da gazete. Hayır! Biraz da benzin dök. Hayır, hayır ! Bir kamyon odun at üstüme. Aman Allahım büyüt beni. Öğütmeliyim şu yaşamı. Tek övünçle yüceltmeliyim. Ah benim gri dünyam. Işığa verdiğim ceza vücuduma nüksediyor. Bunun neresi kâr, apaçık bir zarar bu. Sensizim artık. Gözlerimin biçimi bozuk. Eski halim ancak ışıkla işlenir. Damarlı, karışık ve kızıl hatlar üzerinde. Göbek noktayı besliyor. Kapat şu parıltıyı işlemek üzereyim yedi günahı. Ah benim gri dünyam. Şimdi nereden çıktı bu ışık. Vahşi bir budala, parıl, parıl gözlerime. Ateş, kor ,kül... Elimden çıkacak bir kaza yavaş yavaş yükleniyor damarlarımda. Îşte beklenen karşılık. Gözlerimi almanın cezası, idam! Ona, kibritimle karşılık veriyorum. Tutuş… Ömer HATİPOĞLU |
Yüreğine emeğine sağlık
___________________________________Selamlar