Kent ve ŞairPaslı göğün yüzünde Ahraz bir uykudan Gözlerini aralayan düştü matemim Mahzende naftalin kokusu Sandıkta Annemin elleri Geçiyor penceremden tel tel Kaşları terlemiş bir emekçinin Buluta dokunan hüznü gibi Süzülürken şu yağmur Demli çay öncesi yalnızlığımın Sandalyesinde oturan Hasretten bir şiir İkindi vakti Sokak satıcısının sessizliğinde Mutlu bir tebessümü anılarken Masada kalem sesleri Bardaktan önce mısralar Gönülden önce çaylar biterdi Ve bu kent Şiirden çok öte bir şeydi |