Kalktı yine yerinden, geziyor hane hane. Hangi derdi dinleyip, derman bulup çözecek. Adam başlı başına ayaksız kütüphane. Sorular sorulduğunda dudağını büzecek.
Her gün başka birine, bağlıyor bilekleri. Kuru dalla yamanmış verdiği çelenkleri. Koluna geçirdiği yalancı dilekleri. Utanıp sıkılmadan, sıralayıp dizecek.
Vah zavallı adamım, nasıl yardım edeyim. Pot’ unun cezasını mangır ver de ödeyim. Hurdaların birikmiş, yavaş yavaş dideyim.. Nasırının yarası, seni bir gün ezecek.
Sorgulayıp dururum, bu yazdığın oyunu. Hangi sahnede ölçtün, vicdanının boyunu. Benden başka bir kurda, kaptırırsan koyunu. Seni çoban sananlar, fiyakanı bozacak.
Yetişir mi ardına, bu çığlıkla, bu sevinç. Raydan çıktın çıkalı, sen gözümde hiçsin hiç. Methiyeni dört nala, çevirdiğin üstün güç. Kalemini kırmıştır, suratını çizecek.
Çok söyledim gizlice, saklamadın öğüdü. Coşkun hücum eyledi, boş koymadın kağıdı. Kesimhane önünde, sen görürsün ağıdı. Birisi’ni kızdırdın, seni yere kazacak.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ayaksız kütüphane şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ayaksız kütüphane şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bravo kutlar esenlikler dilerim...