SENSİZ YOLLAR
SENSİZ YOLLAR
Bana hayat yoktu sensiz burada Düştüm tozlu duman taşlı yollara Eremeden senin ile murada Düştüm gülüm gözüm yaşlı yollara Asmalarda üzüm dallar korukta Dağlar duman duman karlı dorukta Hasretle sırtıma harlar vurup da Düştüm gönlüm gözüm yaşlı yollara Mavi Göl’de bir ay düştü geceme Uçan kuş konmaz ki tüten bacama Dayanamaz hiç bir yürek acıma Sevda selim doldu taştı yollara İçtiğim sularda sellerde misin Mor dağlardan esen yellerde misin Ay’la suya düşen güllerde misin Gözünden gülsuyu taştı yollara Aktaş başın duman kurtulmaz yastan Yel esmeden gelmez bir haber dosttan Dağ yüreğimde aşk dillere destan Gönül bağlarım gül açtı yollarda Şaban AKTAŞ 13.11.2020 - 21.49 Görsel: Şaban AKTAŞ SALDA GÖLÜ - YEŞİLOVA BURDUR - TR EMEĞİN ÇİLESİ Bu sabah sağımdan değil Solumdan kalktım; Geçtiğim yollara baktım Yaşım Altmışaltı Altı yaşımdan bu yana Bir yanım iş, bir yanım düş Geceli gündüzlü Çift vardiya çalışmaktayım Az mı elin işini yaptım?! -II- Gözü körolası para Varlığı ayrı bir dert Yokluğu ayrı yara! Ne dini var ne imanı Düşünüp kara kara Boynu bükük Ele avuca bakan fukara! -III- Varsılın büyüdükçe büyür burnu Arabası yatı katı Yoksulun elidekinin Kaç bin, kaç milyon Kaç milyar katı; İthal malı arabası pürosu Savrulurken dumanı Arttıkça artar Yıllık gelir cirosu Kafdağını aşar burnu Sapıtır giderek Göremez olur burnunun ucunu! Şımarttıkça şımartır para H/ak yolundan saptırır Düz yolda Gitmek varken doğruca Sağa sola Dönmelere baktırır(!) Para kalleş kahpe İkiyüzlü, orospu! Acı çekerken biz Olanda derya deniz! Denize düşen yılana sarılır Çırpındıkça faiz batağına karılır! -IV- İttiler hepimizi bir denize Kimi öğrendi çırpınırken yüzmeyi Kimi yalana sarıldı Yalan oldu hayatları... Ağa/beylerin sözüne kandık Borç içinde tıkandık Çalkandıkça çalkalanıp Kan denizinde yıkandık Kimi sağ kurtulurken Kimi denizden ölü çıkandık!.. Para kan Para kancık! Onlar ağa/ beydi işverendi Biz çalışan ırgattık Paralarına para kattık; Onlar yedikçe Daha çok ürettik Şiştikçe şişti Yiyende höt göbek ense Fukaranın boynu bükük Kıldan ince Bir hengamenin içinde Boğulur gider Yoksulların sesi nedense?! -V- Onlar daha çok kazandı Oysa üretenler Sessiz çığlıklar içinde Gerçek tarihi yazandı... Üretim araçları ile Üretenin ilişkisi Tükenmedi gitti Emek sermaye çelişkisi Hakkını bilene sözüm yok Bilmeyen ile çözüm yok! Şaban AKTAŞ 13.11.2020 - 08.36 VAR İLE YOK ARASI Raflarda yığınla Dergileri avuçladım Karıştırdım birkaçını Niyetim eskiye dair Bir şiirimi yayınlamaktı Buldum da nitekim?! Fakat çevirdikçe Tozlu sayfalar arasından Şairler, yazarlar geçti Salih MerCanoğlu Yunus Yaşar, Osman Polat Musa Öz, Mehmet Demirhan Haldun Çağlayan, Ahmet Ada Veysel Çolak, Yılmaz Arslan Ağırlaştım giderek Taşıyamadım dergileri Toplayıp, gerisin geri Aldığım yere bıraktım. Bir o zamanlara Bir de zamana baktım; Sayfalarda eski şiirleri Sesleri kulağımda Nerede o eski dostlar Üç dergide dört adam Artık şimdi yoklar?! Sarı bir hüzün sardı içimi Bilen varsa söylesin Var mı başka Ağrısız acısız Ölümsüz yaşama biçimi?! Şaban Aktaş 13.08.2017- 18.50 EMEĞİN ÇİLESİ Bu sabah sağımdan değil Solumdan kalktım; Geçtiğim yollara baktım Yaşım Altmışaltı Altı yaşımdan bu yana Bir yanım iş, bir yanım düş Geceli gündüzlü Çift vardiya çalışmaktayım Az mı elin işini yaptım?! -II- Gözü körolası para Varlığı ayrı bir dert Yokluğu ayrı yara! Ne dini var ne imanı Düşünüp kara kara Boynu bükük Ele avuca bakan fukara! -III- Varsılın büyüdükçe büyür burnu Arabası yatı katı Yoksulun elidekinin Kaç bin, kaç milyon Kaç milyar katı; İthal malı arabası pürosu Savrulurken dumanı Arttıkça artar Yıllık gelir cirosu Kafdağını aşar burnu Sapıtır giderek Göremez olur burnunun ucunu! Şımarttıkça şımartır para H/ak yolundan saptırır Düz yolda Gitmek varken doğruca Sağa sola Dönmelere baktırır(!) Para kalleş kahpe İkiyüzlü, orospu! Acı çekerken biz Olanda derya deniz! Denize düşen yılana sarılır Çırpındıkça faiz batağına karılır! -IV- İttiler hepimizi bir denize Kimi öğrendi çırpınırken yüzmeyi Kimi yalana sarıldı Yalan oldu hayatları... Ağa/beylerin sözüne kandık Borç içinde tıkandık Çalkandıkça çalkalanıp Kan denizinde yıkandık Kimi sağ kurtulurken Kimi denizden ölü çıkandık!.. Para kan Para kancık! Onlar ağa/ beydi işverendi Biz çalışan ırgattık Paralarına para kattık; Onlar yedikçe Daha çok ürettik Şiştikçe şişti Yiyende höt göbek ense Fukaranın boynu bükük Kıldan ince Bir hengamenin içinde Boğulur gider Yoksulların sesi nedense?! -V- Onlar daha çok kazandı Oysa üretenler Sessiz çığlıklar içinde Gerçek tarihi yazandı... Üretim araçları ile Üretenin ilişkisi Tükenmedi gitti Emek sermaye çelişkisi Hakkını bilene sözüm yok Bilmeyen ile çözüm yok! Şaban AKTAŞ 13.11.2020 - 08.36 VAR İLE YOK ARASI Raflarda yığınla Dergileri avuçladım Karıştırdım birkaçını Niyetim eskiye dair Bir şiirimi yayınlamaktı Buldum da nitekim?! Fakat çevirdikçe Tozlu sayfalar arasından Şairler, yazarlar geçti Salih MerCanoğlu Yunus Yaşar, Osman Polat Musa Öz, Mehmet Demirhan Haldun Çağlayan, Ahmet Ada Veysel Çolak, Yılmaz Arslan Ağırlaştım giderek Taşıyamadım dergileri Toplayıp, gerisin geri Aldığım yere bıraktım. Bir o zamanlara Bir de zamana baktım; Sayfalarda eski şiirleri Sesleri kulağımda Nerede o eski dostlar Üç dergide dört adam Artık şimdi yoklar?! Sarı bir hüzün sardı içimi Bilen varsa söylesin Var mı başka Ağrısız acısız Ölümsüz yaşama biçimi?! Şaban Aktaş 13.08.2017- 18.50 EKMEKLER Devir eski devir değil O da ekmek bu da ekmek Deyip geçemezsin, Boyalı hamur; İnsanlar da bozuldu Dürüst değil, hilekâr! Ne Isparta’sında Ne Trabzon’unda Ne de Afyon’unda, Şehir önemli değil Besleyici değeri Ekmeğin ununda! Beyaz unu, sarı unu Arpa buğday darı unu Çavdar, yulaf, patates Karışık tahıl, greçka Kepekli kepeksiz Susamlı susamsız Yassı, yuvarlak, uzun Ramazan ayı pidesi; Çeşit çeşit ekmek var... Yok artık eski buğdaylar Anamızın pişirdiği yufka, Öyle ekmekler var ki Yararından çok zararı var, Düşün taşın, oku, araştır Hele unu GDO’luysa Boşa gitmesin paralar!.. Şaban AKTAŞ 13.11.2020 - 13.36 |
Bana hayat yoktu sensiz burada
Düştüm tozlu duman taşlı yollara
Eremeden senin ile murada
Düştüm gülüm gözüm yaşlı yollara
Asmalarda üzüm dallar korukta
Dağlar duman duman karlı dorukta
Hasretle sırtıma harlar vurup da
Düştüm gönlüm gözüm yaşlı yollara
Mavi Göl'de bir ay düştü geceme
Uçan kuş konmaz ki tüten bacama
Dayanamaz hiç bir yürek acıma
Sevda selim doldu taştı yollara
İçtiğim sularda sellerde misin
Mor dağlardan esen yellerde misin
Ay'la suya düşen güllerde misin
Gözünden gülsuyu taştı yollara
Aktaş başın duman kurtulmaz yastan
Yel esmeden gelmez bir haber dosttan
Dağ yüreğimde aşk dillere destan
Gönül bağlarım gül açtı yollarda
Şaban AKTAŞ
13.11.2020 - 21.49
Görsel: Şaban AKTAŞ
SALDA GÖLÜ - YEŞİLOVA
BURDUR - TR