Evliya
Senin beni sevmene gerek yok bile
Zati sevmedinde, benimkisi laf işte İşler işliğinden geçip gidince artık Gitmek lazım ne varsa toparlanıp Yolunu dahi yolsuzlardan öğrenen Mekansızlığıyla mekanlara rakip Sensizliğim peşimden ediyorken takip Gören de şahit, görmeyende... Bendeki yakınlık uzaklıktan olsa gerek Uzaklaştıkça burnumun dibindesin Hani burnunun dibindekini göremez ya insan İşte şimdilerde aynen ölyesin... Artık meydanlara meydan okuyorum Ölü yıkayıcısının elinde ceset gibiyim Dedim ya mekansızlıktan çekip gelmişim Beni barındıracak yer arama artık Hem artık hiçbirşeye benzemez bu varlık Karanlık bile bir anlık aydınlığı ağırlar Sesimi duyar sağırlar, körler görür beni Hayretine hayret ettiğim bir muamma benimki... Hem ben seninle vücud bulmuşum artık Hiç bu et parçası gölgeye benzer mi? Olacak şeymi kadın, Allah aşkına yapma Beni bir et parçasıyla aldatamazsın asla Kiminle sevişirsen ben varım yatağında Sen gül diye avuçlarımı koklamaktasın O gördüklerin tamamen bir madde Mana alemin bende, bedensiz bir bedende... Nerde söylenen son söz varsa Altına imzamı atmak üzereyim Son nefesle neyse, onla meşgul Makul sebepleri yok akılsızlığın Aklın yeri bende yok kadın Onlar asla sen değil, senden Çekip gitmektir bedenden aslı Ölümü öldüren ne kadar şanslı Hiçbirşey de birşey ya, o bir şey Neyse o şey, farklı bir şey Şey diyorum artık, dilimin ucunda Yazarsam anlamı kalmayacak Hem akan bal topraktan zehir çalar Hırsızları bilirsin hep kendinden çalarlar Çalarlar kapımı icra memuru gibi Sanki seneler evveli zinaya teşebbüsten Evet Azrail’e bir tebessümden marifet Benim yolumu Arife tarif etmek gerekmez Arif’te benim evliyada artık, Niye? Ölümle evliyim ya evliya tek kelime... |