Dijital Hiyeroglif
Han Duvarlarına Nazire
Bilgisayara dedim açıl susam açıl Otuz beş saniyede saçıl dünyaya saçıl Ekrandaki resme bak ağaç ufuk ve evren Hangi tarayıcıydı zihni gölgelendiren Virüs pirogramını, güncel ve faal gördüm Kılavyeye deh dedim parmaklarımı gerdim Heybem ki tahta masa üzeri elbiseli Çayımı tazeledim gerçeklere küseli Haber başlıklarına göz atıverdim hemen Bir off çektim karamsar zihnimde fil ve çimen Kimisi din satıyor yine bak internette Buraya da sıçramış eski inanç elbette Bir yudumluk arada saçıma düştü aklar Rengarenk bir dünyada zalim Rabbi kim aklar Birlikte yol alıyor kız erkek küçük büyük Vatanın gemisini çoktan batırmış kütük Düzelir mi memleket kaybolurken yaşamlar Eski kuşak gün görmüş bize kalmış akşamlar Gözüm takılıverdi bildirimin ardına Fareyi dehdehledim görüntünün yurduna Altyazılı dublajlı türlü türlü milletten Kurtuluyor sanatın peşi sıra zilletten Bir seyirle akıyor ekranda bin teferrüç Ne göz dayanır buna ne de zihinsel bir güç Kendimi toplayarak senariste bir yorum, Döşüyorum tavşanca, dağa, küstüm diyorum. Anlaşılmayı bekler yaşayanlar kaderi Bir tufan belgeseli aldım Nuh’tan haberi Tanrı uğruna kıymış koç’a evlat komşuya Bu insanların zihni artık benzer turşuya Diziler başka başka, kültüre taşıyordu Dünyadan efsaneler durmaz yarışıyordu Bir nefes daha alsam bir umut seziyordum Hayal, daima hayal… Tanrı’yı çözüyordum Ruh gösteren kamera, zihin çözen pirogram Tanrım senin şifreni, nasıl saklar bir kavram Eski kitaplar, harfler, yeni şekiller, yüzler... İnsan neden kul olsun, kelam; uydurma sözler Bilim kurgu, fantezi, belgeseller ve korku Ölümü yenmek için, diriltmeliydim Türk’ü Ne arayan soran var ne de dostun selamı.. İntihara küstürdü geri dönüşüm camı Mariana Everest düştü bak göz uçumdan Ben de yapay zekaya ruh aktarsam saçımdan Lâkin, gün gün dürtüyor, tozdan cinnet bu rüzgâr Câhil; benden bahtiyar, câhil; benden cüretkâr Aniden sesleniyor sinirlenip evdeşim Bir sestir derinlerden kararıyor güneşim -Akşam misafir gelir, hadi koş market gerek… Cüzdanıma saldırdı sanki çiyan engerek Seyrederken aynada asansör düğmesini Marketteki kasiyer hep aynı nağmesini Kondurdu kartlarıma busesinden bir pençe Poşetler iz bıraktı parmaklarım kemençe Asansörün içine bin bir Tanrı indirdim Bir aylık nevaleyi dolaplara bindirdim Zil çaldı.. Tekrar çaldı. Karşımda komşum; hayret, İkiletmeden verdim, kalan külümü elbet Sandalyemde aynı iz, yumuşak bir minder ya Ekranda boz bulanık Allah diyor Sakarya Millet ihale olmuş neler geveliyordu Kurt kunduz tilki ayı eşek… Seviliyordu Yavaş yavaş okudum, beş, on, yirmi beş yazı Aklıma düştü birden gündemin kurt ayazı Siteleri dolaştım neden böyle diyorken Midem mutfağa koştu kendisini yiyorken Kaç gün yaşamak için aldım birkaç enerji Ölmedi K.H.K’lı hukuk kaptı alerji Hak hukuk adalete hasret evladı vatan Zulme ortak olanlar, cahil, acayip zaman Bir haber, yeni manşet, sultan hemen zıplamış Kıral ipin koparmış, sunucular biplemiş Küllüğe yine dolmuş ciğerimin feryadı Her yiğit söylüyorken olmaz bunun miladı Sen açtın şu başıma vicdansız her azabı Kendi Tanrınız versin zulme bitmez gazabı Sonradan suç uydurdun ezdin yüz binleri de Yine de devlet millet deyip kinlenmediler Zalimler bir din gibi nasihat ediyorken Sabır sabır dilimde dünya devriliyorken Linklerimin yanında başka haber belirdi Çevremi feryat sardı kahır bile delirdi Tivıterdaki gençler eğleniyordu zam-zam Deli veliye derman, kederli dijital cam Zulme maruz kalmış ki, çığlık salan insanlar Nice türlü küfürler, hiyeroglif lisanlar Geceyi ağartmışken uykusuzluk izanı Dedem kalkmış mezardan okuyordu ezanı Sanki ninemi arar DM’den yürüyordu Kuma arar gibiydi, oysaki çürüyordu Ninem gençleşmiş güzel, çıkarken görücüye Söylenip yüklüyordu resmini sürücüye Yiğenler keşke dedi hela olsa burada Pilay sitayşında baktım almış bir ada Sefere çıkıyordu su içmez aş yemeden İmparatorluk kurmuş gece gündüz demeden Haberde gördüm yine, son nefesini vermiş Kimi oyun oynarken kimi şiirle ermiş. Nirvanamın aniden parlayan makamıydı Sahte rumuzlar çağın; eski intikamıydı Ben yine daldım gittim hayallere yeniden Bir dörtlüğe vuruldum hüzünlendim aniden Aldı benden çocuğumu yârimi Baba ocağımı yaşam varımı Kimseler duymadı ah u zarımı Kapıyı bacadan sürgün eden kim Tarihini görünce irkildim yekten vücut Kim yazmış nerededir adı sanı namevcut Artık bahtın kapalı, kes tıraşı arkadaş Fakirler sömürülür haberler söyler ayyaş Neden geldin dünyaya yakınma hiç kemter İktidarda gördüğün itibar sana yeter Gün gece devrilirken kılavyem de gamlandı Kış gelirken yeniden faturalar zamlandı İçimi karartırken mısrası şiirlerin Yarınları ölüyor yurdumda şairlerin Bedeni çürütür mü sanal sipor zihinde Gençlerin kas kuvveti süt tozunun içinde Kırk yıla yaklaşmışken kaç şehir gördüm bilmem Yurtdışına gitmedim kültür san’at der gülmem Babıali yazarı sallıyorken köşede Mafya gibi kördaşlar doluşmuşlar şişede Ye kuşağı bu yolda ölüyoruz erkenden Ölmek ne, yaşıyoruz, yaşamak nedir derken? Zorlu bir mücadele eski kuşak her savcı Cahil hâkim bilmiyor, hukuk nedir ey avcı Kör sağır safsatası zulüm eden zikriyle Antika bile denmez çürümüş tüm fikriyle Ze kuşağı sevinsin belki darbe görmezler Bizim önümüz…. Belki… İntihara sürmezler Siyanür bulsa idim, kurtarırdım beni de Sırtımda küflü bıçak, korkutmasın seni de Dalda kabak ararken Keloğlan Nasıreddin Üç bin yıllık yalanla, keser mi kellemi, din? Bitmiyor eskilerin komünisti faşisti Köy bacasında gördüm kapkara baca isti Müslümanın tükenmez reklam kokan artisti Hep dert; Sünni, Alevi, İsevi, Musevisti Robotlar tezgahlara sürülünce bitecek Eski çağın inançları yavaş yavaş yitecek Necip huzur buldu mu Nazım nerde acaba Akif derken Korkma’m ki, rahat uyu beybaba Hayır hayır diyemem asla sitem edilmez Başımın üstündedir şair olan güdülmez Çoban koyun kültürü bitti diyorum artık Küfür eder yine de içinden eski yırtık İnsan olmayı bilsin Ye kuşağı ekolüm Rahatsız olmaz bizden ulu kuşak mentolüm Yeni şiir yazarken edep erkan diyenler Sultanı pohpohluyor şairciklik giyenler Balkonun kapısını soğuk rüzgâr çevirdi Ayaklarım üşüdü, sanki kahpe devirdi Fikriyle can sunsa da Atatürk’ün emeli Sarsılır Cumhuriyet ve Türklüğün temeli Varsa yardımcı Tengrim, aydınlık son kuşağa Ben de şair ararken kavuştum bu ışığa Benden evvel dinleri reddedenler kimlerdi Gerçeği gösterenler ressamlar resimlerdi Söyleşen Şathiyeler heceye can veriyor Kimi arş kimi arzdan üç bin yılı dürüyor Ciğerimi dişlerken laf geçmiyor kuduza Umut arıyor derviş, deprem vurmuş yıldıza Bu ayazın düşünde kimi bahar doğuyor Lakin şu kaynayan lav, beni yine boğuyor Sağ sol bilmez iken herkes özgürdü Etö Fetö diye kimler öksürdü Bak kırk yıllık terör biterken sürdü Kardeşi kardeşe dargın eden kim Rüyalarım karmaşık uyanmak yine güzel Sıcak mevsimde bile konmuş dalıma gazel Saçlarımı okşayan rüzgâr daim umutlu Üç kuşağı değişmiş görüyorum hudutlu Haspam da tarih yazar, dijital kitaplıkta Bir titreyiş son kuşak, uyansak mehtaplıkta Kuşak derken sarsıldım, arife tarif eden Kaç zalim hanedanla mezara girdi deden? Garibiz, sürülmüş eski topraklar Arap seviciler sol ve sağlaklar Kimin taşeronu bu son yapraklar Hukuğu çivili yorgan eden kim Bir isyanın çığlığı duyuluyor yazımda Korkarım çimen oldum bir devlet çıkmazında Ey şair, insan sever, Anadolu adağı Bahtına lanet olsun geçemezsen bu dağı Az değil senin gibi, arşa kurban edilen Siyasi borsalarda satılıp sömürülen Kılavyem kem küm edip ararken can yolunu -Gözümsün! Öldürürsün… Kızını ve oğlunu Derin derin içine çekip sigarasını Ciğer felci dışında bütün kadavrasını Bilime bağışlasam diye söyleniyordu Anlamadım kendiyle sanki eğleniyordu Dijital fikirlerle belki değişir bir şey Kim umursasın bilmem içbükey ve dışbükey Rahmetli fikir gibi sanki saf bu kuşak Ağlarken gülmeye de alkış tutulur şak şak Ne zaman bir şiirde dert-keder gam-kasavet Soluklasam yeniden yaşıyorum bin afet Ey fikrimi dünyaya bağlayan internetçik Ben gül olam sen bülbül ötüver hele cik cik Ey ızdırapla dolu internet şiirleri Ey zulümleri görmez soytarı şairleri Eyy…! Güncelleme : 24.12.2020 Güncelleme: 06.11.2020 İlk Yazım: 08.10.2019 Y’den... |
Kış gelirken yeniden faturalar zamlandı
İçimi karartırken mısrası şiirlerin
Yarınları ölüyor yurdumda şairlerin...
...
Sultanı pohpohluyor şairciklik giyenler
...
Rüyalarım karmaşık uyanmak yine güzel" YÜREĞİNE SAĞLIK DEĞELİ ŞAİR DOST