ALLES KLAR JULİUS SEZAR!
ALLES KLAR, JULİUS SEZAR?!
Yaşım Otuz idi o zaman Filinta gibi delikanlıydım Defne yapraklarından Çelenk takmıştın başıma; "Alles klar, Julius Sezar!" Ey Kleopatra Nerelerdesin Ulupınar’dan Çağıl çağıl çağlayıp Süzülürken vadilerinde Sulara karışan sesin Geceyarılarında dolunayla Sönmez ateşlerin başında Çık gel bir daha karşıma!.. Sahil boyu dalgalar Köpük köpük kıyılar Dağların Yanartaş’ında Şişedeki şarabın Yıllanmış kırmızısı Tatlı iksiriyle Dilimizde çözelim Aşkın büyüleyici Sihirli gizemini Taşsın kıyılardan Köpük köpük sular Aşsın bendini Dayanılmaz özlemin, Olanca şehvetiyle Kükresin alev dilli Ejderha Chimaira, Ay ışığı altında Ateşinde üryan Gölgemizin sıcaklığına Katlanamayan akrepler Soksun kendi tenini!.. ... Ey Ayhan Hünâlp; Unutamadığım şair Kulakların çınlasın Aşk ile sağanak Yıkılsın bu gece Bütün tabular En kutsal tapınak, Dünyanın en yakıcı aşkı Senin için yaşansın Bu gece yalnız Senin şiirlerin okunsun, Uçan at Pagasus’tan Bellerophonthhes’in Mızrağı gibi Attığın şiir oku, Dize dize Delip geçsin bağrımı Yüreklerimizin En derinine dokunsun, B/aşka kahramanlar da Gelsin bizim ile Hephaistos’un Mabedine sokulsun, Şarkılar söyleyelim Hep bir ağızdan; "Demirciler demir döğer tunç olur, Sevip sevip ayrılması güç olur" Ey zümrüt gözlü sevgili Bunlar gecemizden Günümüze kalan Duygu fırtınası, deprem Tsunami, heyelan Kırılan fay hatları Köpüren dalgalarda Çığlık çığlığa Kulakları sağır eden Siren’lerin sesi Yaşadıklarımız Doruklarda sıradışı Macera, heyecan, Esin perilerinin Müzlerin efsanesi Musa Dağı eteklerinde Yelesinde rüzgâr Altın gemli Yıldırım kanatlı Aşkla uçan atları Bir Olimpos Yanartaş Çıralı Kumsalı Bir Yüksekdağ masalı... Çağları aşıp gelen, Mitos söylenceleri Zeus’un şimşekleri Geceyarılarında Ateşe boğar dünyayı Yankılanır dağlar; Devlerin kükremesi Yalnız tanrıların Tanrıçaların aşkları mı Işık ülkesi Likya’da Olimpos’ta yaşanan Dillere destan Efsanevi masallar? Zaman zaman Yüreğimi dipten Öyle bir vurur ki aşk; Yer gök oynar Dağ taş gedikten Dere tepe ovalar Sellenir Montana Sereserpe Ölüdeniz’de Gaia ve Uranos İkisi birlikte sallar Dünyaları yanyana Ve yalnızca İkimizin yüreğinde Gerçek olur masallar... "Alles klar, Julius Sezar!" Şaban AKTAŞ 03.11.2020- 20.22 Görsel:Ben, Akay Turizm ve Seyahat Acentasında çalışırken 1984, 1985, 1986 -1987 yılları ANTALYA - BAŞIN SAĞOLSUN! "Başın sağolsun!"la başlıyor günler Bir virüs dünyayı kırdı geçirdi Yaprak dökümüne döndü ölümler Elitler dünyayı kırdı geçirdi! Virüsü üretip Çin’e sattılar İnsan hayatını çöpe attılar Nüfus azaldıkça keyif çattılar Aşıyı parayla sürdü geçirdi! Elitlerde zerre kadar vicdan yok Başa çorap ören kara şeytan çok Afrika aç ölür, elitlerse tok Ne var yok elitler sildi süpürdü Altın elmas Dolar elit elinde Tüm silahlı güçler onlar emrinde Açlıktan ölmüşsün kimin umrunda Koranayla bizi vurdu göçürdü Şimdi her iş bittti tek işi aşı Başlattılar biyolojik savaşı Başlarına yağsın göklerin taşı Mazlumların ahı göğü göçürdü! İnsanlar paraya taptı tapalı Bilim doğru yoldan saptı sapalı Uyur mu insanlık gözü kapalı Elitler dünyayı kırdı geçirdi! Kim aşı üretti kim virüs yaya Muhtaç mı insanlık yapay zekaya Aktaş var gücünle haykır dünyaya Elitler dünyayı ele geçirdi! Şaban AKTAŞ 04.11.2020 - 13.17 |
Yaşım Otuz, filinta gibiydim
Defne yaprağından
Çelenk takmıştın başıma
"Alles klar, Julius Sezar!"
Ey Kleopatra, nerelerdesin,
Ulupınar'dan çağıl çağıl
Çağlayıp süzülürken
Derin vadilerde sular
Geceyarılarında dolunayla
Sönmez ateşlerin başında
Bir daha çık gel karşıma!..
Sahil boyu dalgalar
Köpük köpük kıyılar
Dağların Yanartaş'ında
Şarabın sihirli diliyle
Çözdük aşkın gizemini
Taştı kıyılardan sular
Aştı bendini özlemin
Kükredi alev dilli
Ejderha Chimaira,
Ateşinde üryan gecenin
Dayanamadı akrep
Soktu kendi tenini!..
...
Ey Ayhan Hünâlp;
Unutamadığım şair
Kulakların çınlasın
Aşk ile sağanak
Yıkılsın bu gece
Bütün tabular
En kutsal tapınak,
Dünyanın en yakıcı aşkı
Senin için yaşansın
Bu gece yalnız
Senin şiirlerin okunsun,
Uçan at Pagasus'tan
Fırlatılan mızrak,
Attığın şiir oku,
Dize dize
Delip geçsin bağrımı
Yüreklerimizin
En derinine dokunsun,
B/aşka kahramanlar da
Gelsin bizim ile
Hephaistos'un
Mabedine sokulsun,
Türküler söyleyelim
Hep bir ağızdan;
"Demirciler demir döğer tunç olur,
Sevip sevip ayrılması aman güç olur"
***
...
("Saçların alnına dökülecek
Sil gözlerini sevgilim diyeceğim o zaman
Asker yüklü bir tren düdüğü gibi
bitecek her şey
ve deniz en güzel maviliğini verecek avuçlarımızda...
Şarkılı bir masaldır yaşamak zaten
Zaman rüyâların, şafaksa karanlığın düşmanıdır...
..
Bırak kemanı ey ihtiyar bırak
Varsın yarım kalsın bu şarkı da
Yalnız bizim şarkımız mı yarım kalan?!
..
Ne rüzgârlar vardır denizlerde
Yelkenleri yırtar, fenerleri söndürür
Ne aşklar vardır yeryüzünde
İnsanı kahreder öldürür...
..
İhtimal ki çiçekler yeni açmış
Sokaklar yine köpük kokacaktır;
Yıldızlı bir akşam sessizce evime gel
Çalma, kapımı, bakma yüzüme
-Döndüm! de sadece, yeter!
...
Ve balkonda sen,
Pembe geceliğinle beni beklemelisin
Yıllarca bomboş kalsa da sokaklar
Bir gün döneceğimi bilmelisin!..")
***
Ey zümrüt gözlü sevgili
Bun'lar o geceden
Günümüze kalan
Duygu fırtınası, deprem
Tsunami, heyelan
Kırılan fay hatları
Köpüren dalgalarda
Çığlık çığlığa
Kulakları sağır eden
Siren'lerin sesi
Yaşadıklarımız
Doruklarda sıradışı
Macera dolu heyecan
Aşkın Uçanatları
Bir Olimpos, bir Yanartaş
Bir Yüksekdağ söylencesi...
Çağları aşıp gelen,
Mitos söylenceleri
Zeus'un yıldırımları
Geceyarılarında
Ateşe boğar dünyayı
Yankılanır dağlar;
Devlerin kükremesi
Yalnız tanrıların
Tanrıçaların aşkları mı
Olimposta yaşanan;
Dile destan masallar?
Aşk öyle bir vurur ki
Zaman zaman
Yüreklerimizi dipten
Yer gök oynar yerinden
Dere tepe ovalar
Sellenir Montana
Sereserpe
Gaia ve Uranos
İki yürek birlikte sallar
Dünyaları yanyana
Ve yalnız yüreğimizde
Gerçek olur masallar...
"Alles klar, Julius Sezar!"
Şaban AKTAŞ
03.11.2020- 20.22
( *) Tırnak içinde kalan bölümdeki dizeler
Şair Ayhan Hünalp'e aittir.
Ortaokul ikinci sınıfta iken ezberimde kalanlardan...
Görsel:Ben, Akay Turizm ve Seyahat Acentasında çalışırken
1984, 1985, 1986 -1987 yılları
ANTALYA - TR
...
...
NOT:Ayhan Hünalp'in Saçların Alnına Düşecek adlı Şiiirinin aslı aşağıdadır
Benim belleğime ise ise yıllar içerisinde süzülerek, sonra işte yukarıda yazdığım biçimiyle belleğime yerleşmiş,
onun yürek sesi, benimki olup gitmiş zamanla...
Şairden özür dileyerek, sevgilerimi iletiyorum, ruhu şâdolsun...
...
SAÇLARIN ALNINA DÜŞECEK
Ve bir gün leylaklar kuruyacak
Sil gözlerini diyeceğim o zaman
Yeşil bir bahar sabahında
Asker yüklü bir trenin düdüğü ile bitecek her şey
Martı kanadından
Kahve falından haber bekleyeceksin
Saçların alnına düşecek
Bir duman gibi geçip en renkli bulutlar
Deniz en güzel maviliğini verecek avuçlarımıza
Şarkılı bir masaldır yaşamak
Şafak karanlığın zaman rüyaların düşmanıdır.
Yolunu bilmediğim şehirlerden
Adını duymadığım zenginlerden birine gelin gitmişsin
Sevmez oldum geceleri
Geceler ki en hüzünlü türküler söylenirdi
Eyvallah deyip her şeye alıp başımı gitmeliyim
Ellerim cebimde dudaklarımda hep o ıslık
Düşen yıldızlardan başkasını sevmeyeceğim artık
Köşebaşlarında serhoş şarkıları söyleyeceğim bazan
Bunca diyar gezdim gözlerin için diye
Ve bir gün yorulup bıkacağım yaşamaktan
Yalnız hatıralarımız kalacak beni yaşatan.
Işıklar dökülmeli avuçlarına
Karpit lambalarından
İskele fenerlerinden
Kaybolmuş bir İstanbul akşamında karşılaşmalıyız
Kar yağmasa da olur
Yıldızları dökülmüş göklerin
Kurşuna dizilmiş erler gibiyim
Öylesine delik deşik öylesine susmuş.
Neslimden binlercesi köşebaşlarında kan kusmuş
Hepsinin dikili ağacı çoluk çocuğu olmalı
Yummazdım gözümü karanlıklarda
Anahtar saçardım dosta düşmana
Kuşlar hep uçar mı sandın.
Aldırma boşver yalnızlığıma
Biz kadere tekme atıp çelme takmış insanız
Aç dolandığımıza bakma
Biz şair adamız
Fakat yağmurlar gönlümce yağmalıdır
Ve balkonda dağlara karşı beni beklemelisin
Sokaklar yıllarca boş kalsa da
Bir gün döneceğimi bilmelisin"
Ayhan HÜNALP