Doğmamış
Mumun alevlerinde yaktım
Doğmamış şiir kitabımı Hava metanetsiz metal yorgunu Toprak son canlıya kadar kalbi açık Su ıslak kumlarda ağırlaşıyor. Dört element kadar Yaşadım yaşıyorum Şiirlerim, ben yaşadığım kadar, Kimsesizler mezarlığında ağıt yok Arkasından ağlayan yok. Kitabı olmayan şiirim. Hep derim ya.. Ben şiir yazan biriyim Şair değilim. Kara büyü değil bu. Yaşarken her düşünce değerlidir. Değerli veya değersiz olduğumu savlamıyorum Yalnızca şiirlerim sahibi ile yaşaması güçlü bir istek değil. Benim vandallığım kendime Biliyorum doğmamış bir lanetlenmiş ikizim şiir ikizim var Doğmamış ruhumu ikizim ele geçirmeye başladı Çehov’un kitabını yakma isteği Von gogh’un kulağını kesmesi Delilik ve ya dahilik Bende ikisi yok Bunları hissetmek için doğmamış ikizim Ruhumu ele geçirmeye başladı. Kitapı olmayan şiirin bembeyaz sayfaları siyah sayfam ile bitecek. Antik Mısır’da lanetlemiş firavun, hanedan kişi adını şarkılardan, yazıtlardan çıkarması gibi benimki de silinmeli belleklerden Yok edilmeden önce dünyaya son kez bakıyorum. Şiirler benim ruhum. Ve doğmamış ikiz şiirler Yakılacak kitap gibi Ve barbarların yaktığı kitap ateşlerinde, Yüzlerindeki terk edilmiş merhameti gördüğümde anladım . Kitaplar ölümsüzdür. İşte bunun için Şiirlerim benimle yaşayacak Ölümsüz bir ruhunu aldım Bedenin süsü ruhun tütsüsü adına Doğmamış adına.. Adımı şiirlerden, ezgilerden, yazıtlardan çıkarılmalı Kitabım olmayacak bedenim gibi Gençliğin bir kıza korkakça öpüşü veya ihtiyarlığın 2 Kasım 2020 Sinop |