Ölüm
yoldaydım birgün gene,
işim vardı bir yerlerde. hızlı hızlı yürüyordum, kafamda bir sürü düşünce. tanımıyorum acaba o kimdi, adamın biriydi. sarsak sarsak ağır aksak, önümde yürüyordu. beyaz saçlıydı adam, kara kuru, zayıf, ipince. sıradan kendi halinde, herkes gibi biri işte. aniden sendeledi adam, atılan son bir iki adım. titreyerek düştü yere, ne oldu anlamadım. açılan gözleri, bir an üzerime kenetlendi. yardım et dercesine, umutsuzca uzandı elleri. ilk defa o gün, ölen birini gözümle gördüm. sanki bende onunla düştüm, onunla öldüm. sağdan soldan koştular, toplandılar başına. uğraştılar cansız bedeni, yeniden canlandırmaya. yoktu artık gözünün bebekleri, bembeyazdı gözleri. dudaklarında ki acı mı, yoksa gülümseme mi. hani nerde onu sevenler, nerde sevdikleri. gidemeyecek o bir daha, yazlığına kışlığına. onun evi artık, toprağın bir metre altında. sıkılmış yumurukları, belli ki birisiyle döğüşüyor. devirip azraili, sanki geri dönmek istiyor. azrail ortalardayken, hızlı hızlı uzaklaştım oradan. işlerim var daha yapacak, uzun ömür versin bana yaradan. ilk defa o gün, ölen birini gözümle gördüm. sanki bende onunla düştüm, onunla öldüm. . . . ismail oral . . . |