İnsan ve Su !
İNSAN VE SU KASİDESİ
Hayatın başlangıcı, çözülmemiş gizdir su. Sen, ben, onlar, hepimiz, velhasılı bizdir su. Düşünen insan için, ibretlerle doludur. Yaradan’ın en büyük, işareti izdir su. Bir damladan can bulup, et, kemiğe büründük. Hem yaşlıdır hem de genç, hem oğlan hem kızdır su. Eşref-i Mahlukatsak, hani nerde ispatı ? Uyurken bizim gibi, asudedir, düzdür su. Dondurduk aklımızı, şekilden ibaretiz. Koskoca bir kıtanın, hammaddesi buzdur su. Ekşidik bozukların, yanında dura dura. Kokuşmayı önleyen, deryadaki tuzdur su. Çağa ayak uydurduk, koşuyoruz durmadan. Dağlardan denizlere, dolu dizgin hızdır su. Erteledik mahşere, karşılıksız sevgiyi. Yetişir imdatlara, hiç bekletmez, tezdir su. Nefsimizi doyurma, derdindeyiz çoğumuz. Bir çoban çeşmesinden, aldığımız hazdır su. Mal mülk çoğalsa nolur, senin mi sanıyorsun ? Dertlere deva ise, kaynağında azdır su. Şuh seslerle çalınan, sese müzik diyorsun. Dinlemeyi bilene, çağıldayan sazdır su. Eğlencelik sevdalar ardında koşarken sen. Her damlası aşk yüklü, tebessümdür nazdır su. Yitirmişken insanlar, kulluk vasıflarını. Muhtevası sayısız, ürünü bol yazdır su. Amelsiz itikatlar, zihinlerde hapisken. İlim deryasındaki, ilk kulaçtır, bazdır su. Riya ve kibir ile imanlar tökezlerken Çağlayandan atlayan, köpükteki özdür su. Ana babalarını, küçümserken narsistler. Toprakla hemhal olan, en kıymetli tözdür su. Yavaş yavaş soğurken, aile sıcaklığı. Mazinin küllerinde, saklı duran közdür su. Biz görmezden gelirken, ihtiyacı olanı. Bulutlardan dünyaya, bakan nice gözdür su. Cami ve mezarlıkta, anarken biz Mevla’yı. Bütün akarsuların, zikrindeki sözdür su. Kadife örtülerde, ev süsümüzken Kur’an. Yağmurun hatmettiği, otuz kutlu cüzdür su. Namazı cenazede, ayakta severken biz. Beş vaktin abdestidir, yere değen dizdir su. İnsanlık karartırken, elleriyle ufkunu. Zifir karanlıkları, ağartan gündüzdür su. Bizler iki cümleyi, yanyana koyamazken. Yaradan’ın nurunu, yansıtan yıldızdır su. Kul hakkına bulaşıp, kirlenirken ruhumuz Yeryüzünün alnında, parlayan yaldızdır su. Bakmayın çepeçevre, dünyayı sardığına. Aslında bizim kadar, dertli ve yalnızdır su. Sıradan engellerde, dolaşırken ayaklar. En sert kayayı bile, delen çuvaldızdır su. Yeniden başlamaya, üşenirken insanlar. İlkbaharın muştusu, hep yeni nevruzdur su. Ölçüyü kaçırmışken, bizler hayatımızda. Farklı kalıplardaki, melodik aruzdur su. Bizler belli etmezken, varsa kabahatimiz. Kendini hiç saklamaz,her yerde barizdir su. Otuz iki beyitte, neyini anlatayım. İnsan dokunmamışsa, pek hoştur, lezizdir su. Muhammedî bir aşkın, söze dökülüşüdür. Onu nakşeden gibi, pir-ü pak azizdir su. Fuzûli’nin yanında, fuzulidir varlığım. O’nun kasidesinde, naat- edizdir su. 29-30 EKİM 2020 (Onuncuköylü İsmail SIKICIKOĞLU) |