Bir Çocuğun Dilinden
Her şey rengârenkti..
Çamurda evlerimiz arabalarımız var dı. Toprak yüklerdik arabamıza Son durak mutluluk olurdu. Yolcular yüklerdik arabamıza Son durak umut olurdu. Hayaller kurardık, Umut dolu hayaller... Gelecekten Yaşımız kadar küçük yaşam dilerdik, Iyilikler dilerdik, Kötülük nedir bilmezdik... Hayallerimiz çocuktu, Mutluğumuz çocuktu Ve biz çocuktuk. Evlerimiz,ülkemiz bizimle çocuktu Rengarengti,kötülük yoktu Evimizde,ülkemizde... Her kes kardeşti, Kan dökülmezdi,düşmanlık olmazdı... Sonradan onlar geldi. Evlerimiz kan doldu, Hayallerimiz kanlı oldu... Gök yüzü misali Sonsuz mutluluk olan ülkemizde Mülteci olduk.. Yaşamaktan,çok uzaklara göç ettik. Bizim olan yaşamak Mutluluğumuzda hayal oldu ... Konuşmayı bilmediğimiz bir dilde lâl olduk.. Mutluluk dilekleri Küçücük avuçlarımızda dona kaldı Ve biz yaşamı unuttuk. Onlar geldi Kan getirdi, Top sesleri küçücük kulak zarımızı deldi İşitemedik,sağır kaldık. Barut kokusu nefesimizi kesti Sonradan küçücük bedenlerimiz Çamurdan evlerimizin altında kaldı. Onlar geldi Barış göç etti Savaşa meydan kaldi... Onlar geldi Gül kokan havamız Barut kokmaya Kan kokmaya başladı. Ve onlar geldi Yaşam uzaklaştı çamurdan evlerimizden. Bizi çaldılar annemizden, Kopardılar evlerimizden.. Acı çektik, Acıyla tanıştık... Her yer bembeyazdı, Kardan özgürlük yapardık... Hayallerimiz bembeyazdı, Hayallerde aşk var di... Bir serüvendi yaşam.. Uzaktan tandır ekmek kokusu yayılırdı Yaşam misali, Özgürlük misali.. Onlar gelmeden önce... Ve şimdi Lâl,sağır acıyla büyüdük... Erhan NUJİYAN |