MEZOPOTAMYA
Yastığa sokulmuş alnımı
Ranzada kilitli bedenimi Yaşama sitemkâr düşüncelerimi Birer birer Bir çöp yığını misali,savurup atıyorum Titretip kendimi,bırakıyorum umudun merhametine. Şimdi yeşil çayırlar, Mavi mavi akan bir nehirde açıyorum gözlerimi. Yırtıp atıyorum Üzerimdeki iktidar ve narsist kıyafetlerimi, Salıyorum benliğimi çırıl çıplak Anadan doğmuscasina İlk ağlayış misali, Masumluğuyla buluşturuyorum benliğimi Nehrin dibinde Ve umudun avuçlarındaki yelkenleri Kutsal aden bahçesine Mezopotamya ya açıyorum. Bütün kıyıları Masum, Sevgili, Dost, Yoldaş... Ve ben Kıyıda bir küheylan, Özgürlüğe koşturuyorum Bağsız, Prangasız, Kelepçesiz... Bir ben, Bir benliğim Ve insanım... Haykırabiliyorum özgürlüğü, Görüyorum yaşamı gözlerim açık. Güneş! Doğuşu gece misali anlamlı Ve duygulu... Batışı gün gibi... Mezopotamya! Kızıla çaliyor her reng. Nehirler, Dağlar, Ovalar, Çayırlar... Her taraf özgürlük Her taraf yaşam Ve hümanizm kokuyor her yan... Mezopotamya! Irmaklar tan renginde Ve her reng anlamlı... Erhan NUJİYAN |
Ondandır mısraların hep hicransı olması
Yüreğinize sağlık hocam
Tebrikler saygılar