Enkaz
Sarsıldım.
Ruhumun bölünmez bütünlüğü yıkıldı. Hiçbir zelzeleye, hiçbir tuğlasını kurban vermeyen binam, Şimdi yerle yeksan. Mekansızım. Ellerimde yer yer hissizleşen dokular, Ateşe değsem acıtmıyor sızım. Yine bir akşam, içeride çocuk cıvıltıları. Uzaktan, boğuk iniltiler tınısı. Bir müddet dinliyorum, Yusuf’un kuyusunda soğuk nefesime karışan ay ışığı, Kendime ihanetimin yakalanışı. Böyle iken, Soluk almak istemiyorum. Duvarlar yıkılıyor, toz toprak içinde varlık aynası. Bazen bir anne dev oluyorum, O koca cüssemi kuyudan çıkarıp. Affet diyorum, bağışla kendini. Olmuyor, Zannedersem cezasına paha biçilemeyen suçum ben. Kuraklıkta ben varım, Zannedersem, dolu ile yağan ben. Hâşâ, sitem etmem. Kellemi bıraksam Kerbela’ya, Yine de âh etmem. İtirazım bana, Peşin hüküm veriyorum azizim! Kime, ne kızıyorum? Madem divan kuruldu, Evvela ben/in bana ettiklerinden hesap sorulsun. Günahsızdı zelzele. Suretti yıkılan, toz toprak ben/dim. Bendim dağılan, dağıtan ben/dim. Saygıdeğer muhasip! Rica ederim karışma, Bu benimle, benim aramda, Sen/de kalsın kurallar. Adalet sen/den yana. Neme lazım gülmek? Çözümsüz bu muamma. Bilmenin hesabı var. Cehalet lazım bana. |