BU GECEBu gece saç telimden ayak tırnağına kadar üşüyorum, Dünya kapkaranlık aydınlığı arıyorum sessizce, Suskun nöbetlerin sessiz çığlıklarında boğuluyorum çaresizce, Göz yaşlarının söz yaşlarında boğulmasına izin veriyorum.... Bu gece çaresizliğin en tepesindeyim, Koskoca hiçliğin ortasında kalmanın arefesindeyim, Yalnızlığın kalabalağında sessizliğin gürültüsünde boğuldum ben... Bu gece mevsimlerin ne kış olduğu, ne yaz olduğu belli değil... Bu gece bırakılmışlığın, bıkkın bir ayyaş sofrasının gönül hanesindeyim .... Kendimden vazgeçişin, son deminde ömre adanmış son saniyelerindeyim... Bu gece Vuslatın ahire teslim töreninde başroldeyim, Çimenlerin sarıya dönmeye çalıştığı yaz mevsiminin tam ortasındayım... Anadolu’nun kendine yabancı kalmış lezzetlerinde kaybolmuş bir tutam baharatın içindeyim.... Mavinin umutsuzca gökyüzünden sıyrıldığı nedensizliğin nedenindeyim... Renklerin renginin soluklaşmaya yüz tuttuğu ahengin dansındayım... Bu gece güneşin doğuşunu beklerken aslında yıldızsız gökyüzünden yıldız toplama nöbetindeyim... Belirsiz bir umudun kırıntısında kaybolmuş umudun arama safhasındayım.... ~İP€K KA£KAN~ |