ESKİDEN
Bir çay molası verdiğim.
Akşam saatlerinde düşen yaprakların arasında. Mevsim mi? Herkes sonbahar diyor ama, bana kış. Soğuyor kalbim galiba. Vazmı geçiyor ne? Anladımı başına geleni bu sene! Her sonbaharda kanaya kanaya beklerdi. Hiç kulak asmadan söylenenlere. Ne bilsin hançerleneceğini zavallım. Hemde kaç yerinden kaç kere.! Her gün bir düğüm daha atıldı gurbetten. Her gece şiirler yazıldı yaprak yaprak. Vijdanı olmayan birinemiydi, ’Aşk’ile bu kadar yıpranmak? Bu gün gördüğüm her kuşa sordum. Siz yaşarmısınız sevgisiz diye. Ve diğerlerine. Hiç biri inkâr etmedi fıtratını. Öyle ya nefes almak ne diye? Oysa ben en şiddetli depremin ardından, ortada kalan bir enkaz! Neye yarar ki bundan sonra sevsen. Fırtına sonrası bak ne kuru ayaz? Şimdi yaralarımı sarmaya, yıkılan şehrimi onarmaya başlayacağım yeniden. Sen hayata sarıldın ya hani, istiyordum gelmeni, ama; eskiden. ... T.C Nigâr Güler. |