Yağmur Camı YıkarkenZaman yavru misali uyuyorken içimde Serçenin serzenişi yağmur camı yıkarken Serpilip koskocaman ayıyorken biçimde Hangi aya ithafı yağmur camı yıkarken? Gurbetin zor feryadı kıramadığım çömlek Ekimler sığınak mı zalimi gark etse de? Yok olaydı sevdası saramadığım gömlek İç sesim barınak mı raksında terk etse de? Beni, bana ver desem hasret sarar bak sözüm Cama vuran tek damla tıklar, şaşkın izinde Ekim olur her güncem hüzne karar gökyüzüm Bağ-ban yorgun ıslanmış gözler taşkın yüzünde! Yağmur, çamur dip-dibe yine şiir hislenmiş Ayağı ıslanarak gönlü sermiş sızıntım Mevsiminden mustarip gurbet, şair beslenmiş Yol çıkmayan Ekime, fire vermiş gezintim! |