SESSİZLİĞİN GÜRÜLTÜSÜ
Sessiziliğin gürültüsüyle uyandım bu sabah
Taş duvarlı ankara’ma ekim rüzgarı esiyor ılık ılık, Sarı yapraklarla bezenmiş sokak mistik küf kokusuyla sarıyor, Sonra sen geliyorsun ya aklıma , Kayboluyorum kendim de, Ciğerlerime daha çok çekiyorum sigaramı sen diye., Yokluğun diyorum ya hani yokluğun..... DAĞILIYORUM Kalbim pes etme dedim, Boşluğa bakan kaçamak gizemli bakışlarım Naralar atıyor belki içimde kaynayan volkan Susuşlarım Konuşamam Lal olurum her kelamda Bir ezgi söyler dudaklarım mırıltılarla Ciğerime işler her bir notası Unutmak isterim ama unutamam Hayatta en acı veren şey Başkasıyla olduğunu bile bile hala sevmeye devam etmektir Evet Kalabalığın içinde bile fark edilmeyen bir yalnızlığım var Üşüdüğümde camı kapatmak kadar kolay olsaydı keşke, Sevilmediğimi anladığımda yüreğimi kapatmak Sensizliğin düşüncesi bile öyle acı ki, kahrediyor. Alev alev yanıyor yüreğim, Sonra birden soğuyor, korkuyla karışık endişe doğuyor susuyorum. Kabuğuma çekiliyorum. VE biliyormusun ki ’’Hiç bir şey acıtmaz, hiç bir şey yıpratmazmış insanın canını, Sessizliğin sesininin gürültüsünü duyduğun ânâ kadar. Aleyna ırmak yavaş |
tebrikler ve saygılar sunuyorum...