EYLÜL’ÜN SON GÜNÜ
Teyzemin oğlu, çok değerli Ağabeyim; Mustafa Güngör’ü ebediyete uğurlarken…
Sonbahar mevsimi aylardan Eylül Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey Melekler koşuşur ellerinde gül Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey Zorlu günler geçer hayli zamandır Atlas gökyüzümüz gri dumandır Bu dünya sınavı pek çok yamandır Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey Biraz âni oldu desek de bizler(!) Sicim gibi yağıp dolsa da gözler Ne desek anlamsız kalır tüm sözler Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey Okuduğun Kur’an nurlu yoldaşın İnancımız o ki salimdir başın Artık bundan sonra eğilmez kaşın Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey Bu yolun yolcusu olmayan mı var? Güneşi görüp de solmayan mı var? Şu dünyada ömrü dolmayan mı var? Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey Eylül’ün son günü yaptın düğünü Gel desek gelmezsin salsak da ünü Arada gel anlat tüm gördüğünü Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey Sevdiklerin bugün olsa da üzgün Mezarını açıp koydular düzgün Yolculuk hızlandı hayatlar süzgün Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey CEYHUNİ hüzünlü elbet firaktan Elden ne gelir ki emir ki Hak’tan Varlığa yürürüz birlikte yoktan Sen de göçü sarıp, gittin Ağabey 30.09.2020 CEYHUNİ (Mustafa AVCU) |