EY HANCI.
Yeryüzü sofrası kurulduğunda
Hiç düşündün mü? Sen yoktun ey hancı. Bu sofradan senin gibi nice açlar geçti İnkar geldi azdı doyurmadı hiç bir şey Kendince ekti kötülük tohumlarını İki metre kare toprağa sahip olmak adına Kazıdı kendi adını yazdırdı Soğuk mermer taşında Ruhuna Fatiha okunmayan. Oysa yeryüzü tapınak değildi kula Ona yaşamı kutsal kılanda Esirgemesi cömert yüce gönlünde. Ormanları verdi yağmurlar yağdıran Umman’ları verdi ırmaklar coşturan Ovaları verdi güneşi ısıtan Gecelere yıldızları lamba yapan Ay ışığı verdi güzelliği yansıtan Aşkıyla yakan kendine yakışan. Kul düşünemedi... Akıl ve beyin neydi ki... Neydi kendin üstün kılan Ah ulan! Ah... Ne şehit oldun ne de gazi. Şimdi yaz sen yaz şiirlerini Ara tesellisini kendince oyalan İsmini; Aydın’a, Şaire, Yazara çıkar Düşünme yine de sen Dünyan etrafında dönüyor san Külahları serdim önüne Kandır sende haydi kendini. |