VEDA
başında kalıyordun hani,
sonunda gidiyorsun demek... ömrün gidiyor demenin dolaylı yoldan bir anlatımıdır bu, bunu direk yüzüme söylemek... gidiyorsun ya, şimdi hangi yabancı duyguyu Türkçe’ye çevirsem, anlamı bana acı gelecek... gidiyorsun ya, şimdi hangi tanıdığı dinlesem, sözleri kulağıma yabancı gelecek... sen aslında çıkıp gitmiyorsun, sen aslında yüreğime iniyorsun... sen aslında bana veda etmiyorsun, sen aslında yeni bir silahı benim üzerimde deniyorsun... git o zaman, git bakalım!.. git ki yüzümüzü dökelim, git ki canımızı yakalım!.. sanma senden sonra ben kimseye yar olurum, sanma senden sonra benden bir baltaya sap olur!.. sen gidersen, benden olsa olsa meyhaneciye iyi bir ahbap olur... yakın gözlüğümle dudaklarını okurum uzaktan, yanımda bir tek kelime etme giderken... şu titreyen ellerimle vedayı bile kaldıramam belki, hutbeye hiç gerek yok!.. iki yalın insanız biz artık seninle, ismimin başındaki eski sözcüğünü de al götür kendinle, sıfata rütbeye hiç gerek yok!.. git o zaman, bu mevsimde çok çok güneş kızar sana.... sanmam ki fırtına önüne çıksın, sanmam ki kar yolunu kessin... git o zaman, yolun açık olsun, işin rast gelsin!.. |