Onlar kim miydi ?
Bu şiir,
Kahpe Eylül rüzgarında savrulan, Zindanlarda çilelerle yoğrulan, Darağaclarına yürürken dimdik doğrulan, 80 öncesinde Türkeşçiler diye çağrılan, Yiğitlerin manevi şahsına ithaf edilmiştir ! Ruhları şad, mekanları Cennet olsun ! TÜRKEŞÇİLER KİM MİYDİ ? Aza şükür eyledik,, çoğa tamah etmedik. Haramın gölgesinde, yeşermedik bitmedik. Açık tuttuk her daim, gönül gözlerimizi. Rıza-i İlahi’den, başka dava gütmedik ! Sabır gömleğimizi, azim ile yamadık. Kendi nasibimizden, başkasını yemedik. Uluduk Bozkurt gibi, bir gün açız demedik. Yılışık itler gibi, yal peşinden gitmedik ! Karartık gözümüzü, bayrağa yan bakana. Parlattık özümüzü, can verip kana kana. Bıraktık izimizi, sehpada döne döne. Uçmağa varsak bile, bizler asla yitmedik ! Türkeşçiler olarak, tanındık o yıllarda. Bizden önce namımız, yürüyordu yollarda. İşkenceler görsek de, namlı karakollarda. Devletin aleyhine, tek slogan atmadık ! Hapislerde yıllarca çürütmek istediler. Ateşlerin üstünde, yürütmek istediler. Gökbörüyü çakala, yar etmek istediler. Mezarı tercih ettik, yad kucağa yatmadık ! Önce vatan ve millet, sonra ana, yar dedik. Ülkücü vatanını, anası sayar dedik. Bu uğurda yılmadan, kızıl kurşunlar yedik. Can zaten emanetti, hiç hesaba katmadık. Ne makam ne mevkiydi, pesinden koştuğumuz. Başbuğun gür sesiydi, duyunca coştuğumuz. Bir an bile olmadı,hedeften şaştığımız. Şehadet şerbetinden, güzel lezzet tatmadık ! İsmail SIKICIKOĞLU (Onuncuköylü) |