Çakıl Taşı
Anlamsız bakışımın sonuydun sen benim
koştuğumuz patikalı yolda çakıl taşlarıydı sevincin sen koştukça gülüşlerinden dökülürdü her bir çakıl taşı ben üstüne basmaktan korkarken daha da küçülürdü o yollar benim için anlamsız bakışımdaki sonum dun sen benim sana giden o yolda sen benim gibi kara bir toprağı ezerken ben o topraklarda saklardım gülüşlerini patika’lı yollardı senin yolların kimsenin bilmediği gülüşlerinin farkında olmadan ezildiği anlamsız bakışımın sonuydun sen benim yolların bittiği yağan yağmurla çakıl taşlarının tekrar temizlendiği |