Çağrı
Gönül bahçesinin al gülleri yitip gitmiş, nerede?
Sokakları çıplak kalınca taşları yosun bağlamış. Yüzünü dökmüş avuçlarına; bir avuntu nerede? Asırlardır dökülürmüş gözyaşları; neden ağlarmış? Söyle dil! Söyle kimler yada neler acıtmış, sezdin mi? Mekanı bilmez, zamanı bilmez, yabancılık ne bilmez. Söyle burun! Sen söyle, bir kokusu var mıymış, bildin mi? Asırlardır aranır dururmuş; hiç mi hiç kimse bilmez? İki gözüm, sen ne dersin? Gördüğünü deyiver hele. Önce aheste aheste kapalı kapılar açılmış. Bir ay parçası doyulmaz, dokunulmaz, kararmaz. Öyle... Asırlardır hasret gidilmiş; kulak kulak duymaz mıymış? Çağrı! dedi kulak. Uzağa yakın, zoru kolay kılan. Uğurlayanın ay, kapısı örtülenin can olduğu. Bir yöneliş, istikameti yalnız bir yöne varılan. Asırlardır yürünen, her bir sonun bir gün son bulduğu. Mesut Tütüncüler Denizli |
Yüreğinize sağlık.