BİR GÜZ VURDU SEVDAMIZIDev dalgalardan yılmış bir gemi gibi başınız Sakin ve huzurlu bir liman bulurdu göğsümde, Elleriniz, ateş kesilirdi ellerimin içinde. Gözlerim dalıp giderken yosun rengi gözlerinizin derinlerine, Ben, şiirler söylerdim eylül akşamlarından, güz güllerinden. Bir mahzun duruşunuz olurdu, Bir ömür boyu yaşanan hüznü anar gibi, Kaybolmuş yıllara yanar gibi... Sonra bir yaz gecesi Bir yıldız kayıverdi, gördük ve bir niyet tuttuk, Bir tutam ayışığı ektik yüreğimize Yeminler ettik sevdamızın üstüne Büyütüp onu bir Eylül mehtabı yapmayı umduk. Derken, sapsarı benizli bir güz geldi; Esti bir eylül rüzgârı, savurdu bakır rengi yaprakları, Sonbahar yapraklarıyla örttük ektiğimiz tohumu, Üstüne yüreğimizdeki ateşten bir kıvılcım attık Ve öylece yanmaya bıraktık... Sonra bir günah sağnağı boşaldı gökten, Söndürdü yaktığımız ateşi, fakat asıl üzüldüğümüz Ettiğimiz yeminlerle ıslandı hep yüzümüz.... O yaz gecesi ektiğimiz tohumu ne çabuk unuttuk, Engin bir denizdi umudumuz, nasıl kuruttuk? Bir tutam yosun sakladım o kuruyan denizden, Rengi, hatıra kalsın diye gözlerinizden... Ünal Beşkese (20099 |
Keşke, keşke herkes mutlu olsa... Herkes üzüntüsüz mutlu yaşasa...
İnanın içimde bir sızı duyurdu bu şiir...
Sevenler bir birini unutmasın...
İyi geceler efendim.