ON İKİ EYLÜL'DE
ON İKİ EYLÜL’DE
Bütün Yurdu acı sardı dert sardı On iki Eylül’de dostlar darıldı Analarda feryat figan yas vardı On iki Eylül’de ağıt harıl’dı Ana kuzuları bir bir öldüler Sağcı solcu diye yurdu böldüler Siyonistler arkamızdan güldüler On iki Eylül’de tuzak kuruldu Kardeş kardeşine düşman sayıldı Sağdan soldan çok canlara kıyıldı Çekildi silâhlar terör yayıldı On iki Eylül’de hesap soruldu Alın teri emek soyumu vardı İnsanın insana kıyımı vardı Azrailin cana doyumu vardı On iki Eylül’de urgan vuruldu Kimi öldü kimi hapise doldu Birbirin vurarak fidanlar soldu Gece yarısında ihtilâl oldu On iki Eylül’de darbe duruldu Gençti Resul14’ünde tığ gibi Çoğalmıştı terör şiddet çığ gibi Kardeş kanı aktı yerden yağ gibi On iki Eylül’de defter dürüldü ......12.09.2020 Şiir:Resul Civcik - Ayrancı Karaman Fotoğraf:Anonim ........................................................................................ Neler çekti neler GÜZELİM YURDUM Terör illetinden ve Bölücü Vatan hainlerinden. O günleri yüce Rabbim bir daha hiç yaşatmasın. Şiirimiz’de Siyasi ve Etnik köken ayrımcılığı yoktur. Tamamen Sosyal içerikli vurgularla doludur. 12 Eylül ve Öncesinde Bu ülke Çok Çileler çekti. "Demiri demirle dövdüler; Biri sıcak biri soğuktu. İnsanı insanla kırdılar; Biri aç biri toktu. " - Pir Sultan Abdal "Yaradılanı severiz yaradandan ötürü" Şiirimi Okuyup Anlayan Hisseden Dostlara Selâm olsun. |
12 Eylül iyi etüt edilmeden anlaşılacak kadar sığ değil.
Biliyorsunuz, yetmişli yıllar, emperyalist ülkelerin Türkiye üzerinde emellerini gerçekleştirmek için seferberlik ettiği hızlı bir dönemdir.
Ne yazık ki her dönemde yabancı ülke istihbarat örgütleri, kendilerine hizmet edecek kandırılmış ya da satılmış figüran bulmakta hiç zorlanmıyor.
Dönemin siyasi aktörleri de, emperyalist projeye karşı :birlik beraberlik içinde olacaklarına, iktidar hırslarının esiri olmuş 12 Eylül'e davetiye çıkartmışlardır.
Bu fakir 11 Eylül Günü Harp okulunda istihbarat kursun-daydı. Siyasiler için Öğrenci yatakhanelerinin siyasetçiler için hazırlanmasına tanık oldu.
Türkiye'nin bir çok ilinde sıkıyönetim ilan edilmişken, sıkıyönetim komutanları, yetkilerini kullanmak anarşiyi durdurmak yerine, müdahalenin ortamını hazırladı.
İktidar kanun istiyorsanız kanun, para istiyorsanız para, yetki istiyorsanız yetki, silah -teçhizat ne istiyorsanız vereyim durdurun akan kanı dedi ne yazık ki dinletemedi.
60 ihtilalinin çıkarttığı anayasa ve TSK kökenli cumhurbaşkanı geçilemiyordu.
Zaten İktidarda azınlık hükümeti vardı. Siyasetçiler tepsinin altının kızarmasını bekliyordu.
Tepsinin altı kızarınca kendilerininde kızaracaklarını hesap etmekten acizdiler.
Ne yazık ki Müslümanların ebedi hayatta gitmeyi hayal ettikleri bir cennette yaşıyoruz. Ve Bu cennet vatana sahip olmak isteyen birçok emperyalist ülke var.
Türk milletini inançlarına, milli kimliklerine etnik kökenlerine göre ayrıştırmayı iyi biliyorlar.
Bir mısrada "Siyonistler arkamızdan güldüler" demişsiniz ya! gülsem mi üzülsem mi şaşırdım.
Bizi yönetenleri, siyonistler madalya ile ödüllendirip, büyük orta doğu projesi eş başkanı olarak görevlendirmedi mi, diye sormak geçti içimden.
Emeği alkışlıyorum.
Selam ve sevgilerimle.