MİR-İ ALEM SİLVANYıllardır içimi kemiren gümrah ummanda dikenli yaşlarla boğulan kalbimdir sinemde Silvan’ın hasretiyle manidar manidar çağlayan.Ey mir-i âlem Silvan! Hasretin Zerdüşt ateşinde bin bir figan-ü feryatla sana visal çığlıkları atan bir köz ve İstanbul’da yağmura hasretim gibidir sana olan hasretim. Kuşlar azatlığında, Fatih İstanbul’unda bulurken doyumsuz saadeti bende sana visal olduğum lahzada bulacağım sende ki o hudutsuz saadeti… Sensizliğin Asistanbul’da dikerken bimar ruhuma heykelini kelimeler çiçeklerle süslendi kalemim gözyaşlarımla yoğururken sende ki o güzelliği Ey yüreğimde ki hiç bitmeyen yas Silvan! Sensizliğin şahdamarımdan çeker an ve an kan Sana müptela bedenimdir özleminden yana yanan Ve kalbimdir sevdan uğruna karanlık sularda boğulan Unutma Silvan ancak sana visalim kılar beni handan Ve ancak bu şikest gönlüme sen bulursun derman Sana hasretim mevte hasret gibi Sana aşığım Mem misali Hz. Paraglet’in Mekke’yi özlediği gibi özledim seni Sensizliğin bir yılan misali sardı bedenimi Aç kollarını bana Sırtımda Selahattin Eyübi’den kalma bir abayla İstanbul’da kopan Nuh’un gemisiyle geliyorum sana |