ZAMANA SİTEM
ZAMANA SİTEM
Yusuf Yılmaz Günaydın zaman efendi. Bu sabah çok keyifli görünüyorsun. Hiç bir derdin yok galiba? O hoş kokuyu hangi çiçekten kopardın? Sevdayı nereden öğrendin? Hiç bizimkine benzemiyor. Neden gidenler gidiyor da Sen hep aynı yerdesin? Böldün seneleri sonsuzlarca dilim dilim. Bana ayırdığın zaman bu kadarcık mı? Bütün çiçekleri alır gidersin. Bir tane de bana bıraksan ölür müsün? Gölgemi bile tutmaya müsaade etmiyorsun. Güneşi benden kaçırıyorsun. Rüzgarlarım eserken serin serin Birden bir fırtına koparıyorsun. Her şeyimi darmadağın ediyorsun. Biliyorum sen zamansın. Ama benimde aklım var senden farklı. Ben olmazsam sen de bir şeye yaramazsın. Ruhsuz bir ceset gibi Durursun orta yerde. Bir deli gibi Ne yöne gideceğin belli olmaz Seni güzel yapan benim hareketlerimdir. Gülümsemem, oynamam, neşelenmem Hatta ağlarken başımı okşaman. Beni teselli etmen. Benimle sakın dalga geçme! Fireni patlamış kamyon gibi gelirim üzerine. Ne yapacağım belli olmaz. İyi geçin benimle. Bir de sakın yaşlıyım diye Alay etme benimle. Mevsimler hazana döndüğünde Söz: Ne hüzünlü ne tövbekar ne de isyankar olacağım. Sana küsmeyeceğim, korkma. Dostça vedalaşacağız. İçimi boşaltıp tam takır bir vaziyette, Kanatlarımı açıp kaybolacağım, Özgürlüğün sonsuz maviliğinde. Bir daha görüşmek üzere Belli olmaz. Belki senin yerine geçerim. Kim bilir? Neden olmasın. |