AyrılıkŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ayrılık... (Halksiir.com Ortak Hece Şiiri)
Zehirli bir hançer; aldı bağrımı, İnceden inceye, yardı ayrılık. Bildiğini işler,duymaz çağrımı; Yine muradına erdi ayrılık..................Mustafa USTA Viran etti zalim, gönül bağımı, Acımadan yedi, gençlik çağımı; Solumu bitirdi, şimdi sağımı Yağlı bir kurşunla vurdu ayrılık.................Mustafa USTA Sanki yakan ateş, ateşten kordu Ne halime baktı ne dönüp sordu Düşmedi yakamdan, yordukça yordu Yetmedi, yerlere serdi ayrılık................Yusuf Ziya Karahasanoğlu Uçtu birer birer yuvadan kuşlar Sahipsiz ağacı her gören taşlar Hızarcı gitmeden baltacı başlar Dal budak demedi kırdı ayrılık.....................(Âşık Cinasi) Sılada gurbetin böyle yâdı var Hicran ateşinin ayrı tadı var. Ayrılığın türlü türlü adı var Kara bir çalının ardı ayrılık................(Âşık Cinasî) Doğrulmak istedim büktü belimi Ekmeğe uzandım tuttu elimi Menzile yaklaştım kesti yolumu Dağ oldu araya girdi ayrılık.................(Âşık Cinasi) Bunun gibi düşman bilmem azılı Yeni değil tarihi çok mazılı Künyesinde hep namert mi yazılı Mağdur etti nice merdi ayrılık.....................Âşık Gürkani Sevdalı gönlüme efkârlar kattı, Hüzün bırakmadı yakamı tuttu, Sıladan uzakta bir yere attı, Gurbet ili reva gördü ayrılık....................Mehmet EREN Gözlerimde hüzün eksik olmuyor Mevsimler geçmiyor çilem dolmuyor Deli gönül sazım name çalmıyor En acı kederle sardı ayrılık.................Mevlüde Demir Gurbete düşürdü mücrim eyledi Gönlüm gamla doldu dilim söyledi Beni ocağımdan mahrum eyledi Yar ile arama durdu ayrılık....................Emine Sevim Köşe bucak kaçtım bulmasın diye; Yakama yapıştı bilmem ki niye; Peşimde dolaştı şehirden köye, Ben kaçtım izimi sürdü ayrılık.....................Mustafa USTA Neresinden tutsam kavrayamadım, Ben bu elvadaya dayanamadım, Tükendi yüreğim onaramadım, Kalbimi kül eden hârdı ayrılık..................Ayfer Artuç Görün dostlar bana ah neler etti Evim han harabe bırakıp gitti İstemem dönmesin burada bitti Utandım halimden ardı ayrılık....................Mevlüde Demir Dertleri yükledim garib başıma, Zehirleri ektim kendi aşıma; Adımı yazdırdı mezar taşıma, Münker,Nekir oldu sordu ayrılık.....................Mustafa USTA Ayrılık yaşadı oldular havâs Ayrılık gafletten eyledi halâs Ayrılık atadan evlâda miras Adem’le Havva’da vardı ayrılık...................(Âşık Cinasî) Yüreğimde aşkın,gizlice yanar Bilmeyenler beni,delimi sanar Bendeki bu yürek,sevgine kanar Beni sevdiğime yerdi ayrılık.........................Hasan Karabay Sevda hancerini vurdu özüme. Kim inanır benim deli sözüme Zümrüdü ankâlar konsa gözüme Yolları çıkmaza ördü ayrılık....Gamayarasına (Gülcan Demir) Gamayarasına bir hancer yetti Aşığım kalemim efkarla tüttü Sazımın telinde türküler bitti Aslı’nın, Leyla’nın yurdu ayrılık......Gamayarasına (Gülcan Demir) Kader yazdı seni ateş dağıma Kıskandı karlarla yağdı bağıma Aldı yari benden oy yüreğime Sevda çilesini dürdü ayrılık.................Meryem Aslan Ana baba ne yar bilmez bu yakı Gurbet illerine saldı bir koku Acımadı aldı eline oku Hasrete yayını gerdi ayrılık.............Meryem Aslan Yedi dağ üstünde gezdim olmadı Tırnakla dağları kazdım olmadı Derdimi kağıda yazdım olmadı Susarak beynimden vurdu ayrılık.......................Makberî Ahmet Akkoyun Vicdanı hiç yoktu, kayaydı, taştı Gücüm yetmiyor ki, boyumu aştı, Azası olmayan bir garip baştı, Hem dilsiz, hem sağır, kördü ayrılık................Mustafa Usta İnsan var oldukça vardı, bitmedi Kadere yamandı öte gitmedi Tarife lisanım, gücüm yetmedi Say ki ölümden de zordu ayrılık................CEMAL VAROL Garibi saldı da gurbet ellere Umutlar yükledik esen yellere Hasretler bağladık uzak yollara Vuslatın önünde surdu ayrılık....................CEMAL VAROL Bak yine esiyor gurbet yelleri Bak seni söylüyor sazım telleri Epeydir terk ettin bizim elleri Ne derdin benimle vardı ayrılık..............Hande HAGHGOUİ Fırat nehri gibi çağladı taştı, Gül yüzlü cananım dağladı kaçtı, Vedasız gidince feleğim şaştı, Arkadan vuruyor merdi ayrılık! ...................Hande HAGHGOUİ Gurbet yollarında,rızık aradım. Garip gönlüm yorgun,ezik muradım, Sılaya dönemem yazık bir adım, Alnımdan dökülen terdi ayrılık.........Metin ÖZCAN Viran oldu bağım,bahçem,güllerim, Kavruldukça yele verdi küllerim, Mızrabım çırpınır,inler tellerim, Külhâni’yi boşa yordu ayrılık............Metin ÖZCAN Tazecik fidanı, kökünden yoldu, Adı, dilimizde bir düşman oldu, Nice gül benizler onunla soldu, Bedenden çıkmayan kirdi ayrılık.......... Mustafa Usta Ayları, yılları sayarım, bitmez, Kırıldı kanadım, ocağım tütmez, Beş tane derdim var, beni terk etmez, Elbet biri ölüm; dördü ayrılık...............Metin ÖZCAN. Hayat sahnesinde, açar bir perde, Bilinmez, kapanış ne zaman, nerde? Eğer ki hasretlik var ise serde, Dağdan dağa sürer,kurdu ayrılık...........Metin ÖZCAN. Kılı, kırka böldüm; eledim, süzdüm, Gördüm ki en fazla kendimi üzdüm, Doğruyu söyledim, çok diyar gezdim, ’’Sürgünlük,seyahat’’ derdi ayrılık...Metin ÖZCAN Feryadım duyulmaz, diyar ellerde, Mızrabım, ismini sayar tellerde, Ölsem kim mezara koyar, çöllerde? Susadıkça sundu derdi ayrılık.........Metin ÖZCAN Eli sopalıydı, vurdukca vurdu, Aldı bedenimi çöle savurdu, Kül etti sineyi,yaktı kavurdu, Kalbimde sönmeyen kordu ayrılık........ Mustafa Usta Bilmem Gürkani’nin bundan suçu ne Süründürdü beni hiçi hiçine Çok denedim sığamadım içine Fındık içi kadar dardı ayrılık.................Âşık Gürkan Mustafa Usta’nın aklı ermedi, Ölçtü biçti hiçbir sebeb görmedi; Kördüğümü attı,ilmek vermedi, Çözemeyeceğim sırdı ayrılık...............Mustafa Usta Cinasî sözünü tamam söyledi Elemlere sandık kurdu oyladı. Kantarda topuza nazar eyledi Bir tek ölüm ile birdi ayrılık....................(Âşık Cinasî) Az gittim olmadı küstüm olmadı Elimde silahım koştum olmadı Çok seslendim ama yine duymadı Karşıya evini kurdu ayrılık Soramadım acep rengi nasıldır Gözleri irimi yoksa al mıdır? Bu koca hayatta başka var mıdır? Eşe dosta söven hırdı ayrılık Hangi yola çıksam ona ulaştım Aynı manzarada aynı sonlardım Onca yeri gezdim kurtulamadım Yanlış şehirdeki turdu ayrılık Hüseyin de yandı nice zamanlar Sevdalar ateşti gönlünde yarlar Uzak diyarlardan Bağdat’a kadar Karanlıkta yağan kardı ayrılık Değmez düşünmeye adı sanını Hasreti çektirdi araya daldı Bir yaradan bilir geri kalanı İçinde bin tane nardı ayrılık 15 Temmuz 2008 Hüseyin Basri TÜZÜNER Sevgidir âlemin özü,temeli, Sevgisiz gönüle kim, ne demeli? Hak’ka kavuşmaktır,kulun emeli, Ölümden de bin beterdi ayrılık...........Metin ÖZCAN (4+4+3=11) Ayrılık içimde kapanmaz yare Gitme kal diyen yok o nazlı yare Dilim lal oldu bak, kaldım biçare Beni benden aldı yaman ayrılık..........Hande HAGHGOUİ (Farklı Uyak) Kaç yıldır halimi neden sormadın Bir kerecik olsun beni anmadın Aşığım demiştin aşka yanmadın Can evimden vurdu zalim AYRILIK.........Hasan Karabay (Farklı Uyak) 12 ağustos 2007 de başlatılmıştır. Genç yaşta koparttı fakir hanemden Muradına erken erdi ayrılık * Ben bir saat ayrılmazken anamdan Yönümü dağlara verdi ayrılık.....................Âşık Gürkani Sarardı dalından, düştü yerlere; Sessizce araya, girdi ayrılık. * Rüzgar oldu esti, üstüne birde, Sonunda murada, erdi ayrılık! ......................Mukadder Gönül (’’Erdi’’ kelimesi daha önce şiirin ilk dörtlüğünde kullanılmıştır.) *Şiir 24 Mart 2009 tarihinde yeniden düzenlenmiş ve bir şiirde bir ayak dörtlüğü olması gerektiği için, daha önceden şiirde bulunan, sonradan yazılmış iki ayak dörtlüğü aşağıya eklenmiştir... ( Ayak dörtlüğü olarak doğrudur Lakin şiir tek bir şiir olduğu için ve bir şiirde bir ayak dörtlüğü kullanılacağı için ilk ayak dörtlüğünden sonraki dörtlükler : b.b,b,a - c,c,c,a - d,d,d,a Şeklinde devam etmesi gerekir.) Şiirde Kullanılan Uyaklar: Yardı, Erdi, Vurdu, Serdi, Kırdı, Ardı, Girdi, Merdi, Gördü, Sardı, Durdu, Sürdü, Hardı, Ar’ dı, Sordu, Vardı, Yerdi, Ördü, Yurdu, Dürdü, Gerdi, Vurdu, Kördü, Zordu, Surdu, Vardı*, Merdi, Terdi, Yordu, Dördü, Kurd u, Derdi, Dardı, Sırdı, Birdi, Nârdı, Kardı, Turdu, Hırdı, Kurdu, Kordu, Kirdi, Verdi, Derd i, (Kullanılmış uyakları tekrar kullanmayınız. Kullanılmamış uyaklarda yazılan dörtlükleriniz şiire eklenecektir) ( Şiirin Telif hakkı şiire katılan şairlerin tamamına aittir. İzin Alınmadan ve kaynak gösterilmeden Hiç bir şekilde kullanılamaz ) Bir zehirli hançer aldı bağrımı, İnceden inceye, yardı ayrılık. Bildiğini işler,duymaz çağrımı; Yine muradına erdi ayrılık. Viran etti zalim, gönül bağımı, Acımadan yedi, gençlik çağımı; Solumu bitirdi, şimdi sağımı Yağlı bir kurşunla vurdu ayrılık. Tazecik fidanı, kökünden yoldu, Adı, dilimizde bir düşman oldu, Nice gül benizler onunla soldu, Bedenden çıkmayan kirdi ayrılık. Köşe bucak kaçtım bulmasın diye; Yakama yapıştı bilmem ki niye; Peşimde dolaştı şehirden köye, Ben kaçtım izimi sürdü ayrılık. Vicdanı hiç yoktu, kayaydı, taştı Gücüm yetmiyor ki, boyumu aştı, Azası olmayan bir garip baştı, Hem dilsiz, hem sağır, kördü ayrılık. Dertleri yükledim garib başıma, Zehirleri ektim kendi aşıma; Adımı yazdırdı mezar taşıma, Münker,Nekir oldu sordu ayrılık. Eli sopalıydı, vurdukca vurdu, Aldı bedenimi çöle savurdu, Kül etti sineyi,yaktı kavurdu, Kalbimde sönmeyen kordu ayrılık. Mustafa Usta’nın aklı ermedi, Ölçtü biçti hiçbir sebeb görmedi; Kördüğümü attı,ilmek vermedi, Çözemeyeceğim sırdı ayrılık. Mustafa Usta ( Ortak Şiirden Dörtlüklerimdir. Şiirin tamamını okumak için, hikayesine tıklayınız.) |
İnceden inceye, yardı ayrılık.
Bildiğini işler,duymaz çağrımı;
Yine muradına erdi ayrılık.
Viran etti zalim, gönül bağımı,
Acımadan yedi, gençlik çağımı;
Solumu bitirdi, şimdi sağımı
Yağlı bir kurşunla vurdu ayrılık.
yüreğine sağlık üstad..