BİRAZ EDEPEy kendini dev aynasında gören aristokrat Kibir abidesi, tuzu kuru antidemokrat Özünden başkasını görmeyen bürokrat Kalbe ölüm fermanı yazan talebe-i Hipokrat Biz köyde doğmuşuz köylü çocuğuyuz Yoktur öyle süslü, allı pullu laflarımız Küçüğü ezmez, büyüğe saygı duyarız Vatana millete hizmette sıktır saflarımız Parayla, makamla insanın imtihanı zordur İnsanı bozuk para gibi küçülttükçe küçültür Ne oldum delisi yapar, lisanı haktan şaşar Kibir, her yanını, toy çocuklar gibi oynatır Bu denî dünya kimseye kalmadı bâkî değil Her daim gördüğün ham hayal, boş rüya, bir im Para el kiri, makam hizmet yeridir iyi bil Kırılırsa ham çömleğin, boşta kalakalır elin Seni adam sanıp yakın görmüştük ey bî-vefâ! Gittiğin o yollardan biz dönüyorduk ey bî-vefâ! Koyduğun dirsek böğrümüzü deldi ey bî-vefâ! Bir ukelalık ettin kırdın kalbimizi ey bî-vefâ! Ne yapalım sen şehirde doğmuşsan, biz köyde Göremiyorum bir türlü aramızdaki fark nerede Biz kibir nedir bilmez idik, başımız hep yerde Tevazudur asıl makbul olan daim Allah indinde Gözümüz yok kimsenin yatında katında pulunda Gelip el pençe divan duran namert olur kapında Daim bakıp durduğun yalancı dev aynası kırılınca Görünür kaşların yerde, şaşı gözlerin süreyyâda Ey aristokrat, toy bürokrat, huzursuz deli hoyrat İçinin karası dışına vurmuş olmuşsun kömür surat Biz seninle arkadaş olamayız, işimizin adı hayrat En iyisi sen gel, iş işten geçmeden Allah’a et itaat |