BİRBİRİMİZE KARIŞALIMÖlümden güçlü gülüşlerin kadını! Acımanın üstünlük hazzı gizli göz yaşların ve tek bir sözünle gelen vedan, ağırlığı dokundukça artan hüznümü yaratıp özgürlük düşlerimi bir bir savuruyor artık. Hayalinle yürüdüğüm bizi ayıran kavuşmasız yollarda bir kış mevsimi gibi ağlamaklıyım, kalem tutan ellerim bir isyanın demir yumruğu artık … Bu vedan Hiç bir aşkı kavuşturmayan derin ırmakların bencil köprüleri artık, yalnızlığa çare tanımayan unutulmuşluğun geri dönüşsüz yolu, özgürlükte sığınak eşitlikte adalet arayan; iyilikte neden, kötülükte ceza aramayan, acılar tapınağı sıradağlar yurdu yüreğimin bitimsiz çilesi… Ey sevgili! Şimdi cesaretim kadar susuyorum, ama bir gün gelecek ki korktuğum kadar bağıracağım, diğer korkaklar gibi; Fakat hayır! bunu kendime yapsam bile hayalindeki bana asla yapmam… Kalbimin hızmalı hindusu yastığımın işlemeli beyaz kılıfı, Esmer kaşlarını çatma! Düşlerimin işgalinde direnişçim ol. Ol ki, sıradağlar yurdu yüreğim deniz gibi dalgalansın, akarsular hırçın dalgalarımı kıskansın, iftiranın soysuz kaleleri dalgalarımla bir bir yıkılsın. Ve ben bir bulut olayım, Sen de ağaç; yağmur olup ağacına yağayım, köklerinle al beni kurumuş bedenine, çocuklardan meyveler ver bana, özgür kuşlar dallarına konsun, ve sonra tutuşsun sevdamız hayretler arasında Prometheus dan kalan bir kuşun getirdiği ateşle, sonra susalım, kendimizi bu kutsal ateşin kollarına bırakalım, yanalım, birbirimize karışalım. Ben sen olayım Sen de ben kutsal ateşten geriye kalan küller içinde… |