KEDİM
Hiç kimse beni kedim kadar sevmemişti,
Ve hiç kimse de onun kadar değer vermemişti, Bir lokma ekmek değildiki onun derdi, Sevgi dolu bir kucak ve sevilmekti, Aç kalsa da başka kapılara gitmezdi, Onu da benim kadar kimse sevemezdi, Göz bebeği iri, siyah ve gözrengi yeşildi, O gölzeri görünce gönlüm de yeşerirdi, ’Yaratılanı Yaradan dan ötürü sevmek ’işte öyleydi, Sevgilerim uçlarda ,yaşım yirmilerdeydi, O yaşlarda ’İstabul a gel’ emri geldi, Tabi kedim benle gelemeyecekti, Kedim yakınlarıma emanet edildi, Ben İstanbul u O da beni hiç sevmedi, Bir buçuk hafta sonra kedimin ölüm haberi geldi, Başka diyarlara vururmuş kendini,Öleceğini anlayan bir kedi, Babam da ’dağda buldum kedinin ölüsünü’dedi, Ve devam etti’tanınmayacak haldeydi’ ’Bacağından tanıdım’;Garibin bir bacağı kesikti. Budur kedilere düşkünlüğümün nedeni, Kedimin bana sevgisi çok içten ve ölümüneydi!! |
bizim de kedilere muhabbetimiz var...
şiirinizi okuyunca şu hatırımıza düştü ki, paylaşalım...
Genelde insanlarda ki kanı; kedinin nankör, köpeğin ise sadık olduğu yönündedir...
oysa kedi, köpekten daha sadıktır bizce...
çünkü denir ki; "kedi nimeti Hak’tan bilir ve yiyeceğini önüne koyanı önemsemez; ondan dolayı nankördür. Köpek ise nimeti sahibinden bilir; bu sebeple sahibine karşı çok vefakârdır..."
yani kedinin insanoğlu'na eyvallahı yoktur kısaca...
O doğrudan nimeti göndereni bilir...
ve şükranı O'nadır...
bu arada efendimizin -sav- kedilere olan muhabbetini de not düşmekte fayda görüyoruz...
teşekkürler efendim, bize hoş şeyleri anımsatan şiiriniz için...
sır tarafından 7/25/2008 10:49:29 PM zamanında düzenlenmiştir.