ZenameBoşuna kelime-heceye düşme Sevgin aşkın ölüm, barışın ölüm Şaman kültüründen daha da şişme Doğunun batının dininde külüm Binlerce yıl geçmiş çalışmaz kafa Şairler boşuna karışmış lafa Peygamberler yalan Tanrı çaresiz Bu çağ girdabında robot mu densiz İnsanın insana yaptığı zulüm Bu zulümden anka doğamaz gülüm Hep inanç yüzünden göğe ve yere Hayvandan farkı ne, kul olsan bire Ölü Tanrı, ölü insan, hep ölü Çocukken zehirler deryası çölü Yapay zeka robot gelecek elbet Tanrıya yalvarma, duyamaz medet Her yaşında hayal alemin cennet Cehennem mi hayal, arafsız gayet Doğuracak robot cinslik kalkacak Bir tuş ile yaşayacak ölecek Hayır inkar etme, gelen çağdır bu Tanrı ve din boşuna bir bağdır bu Tapınmayın bilinmeze meçhule Hiç insanı düşünmüş mü gök kule İnsan çözer bilinmezi meçhulü Ruhu zihni aktarırken makulü Ölüm geçe kalır, his duygu ölür Gelmesi gereken kıyamet gelir Alır bir başını gezer uzayı Sapanmış füzeymiş atlar fezayı! Ya cinnet çağında Yarı Tanrıyız Ya da dediğince belki sanrıyız Lakin görünür köy, yolu besbelli Robota din yükle, kitap yükle, gel. Bakalım ne imiş, tapmaya engel! Alimler veliler tıp elektirik Nesil olmasın mı terelellilik Mecbursundur bilgisayar gördükçe Sen de benim gibi fikir sürdükçe Çıkmaza pat olup susacaksınız Belki eski kuşak kusacaksınız Şairle şiirle beni haşlayıp Kelle kesip kan yolunda taşlayıp Kellemden bir lamba dikip bakacak Kendi kelleni de benle yakacak Derisin yüzdüğün enel hak benim Pişirip kazanda tuzlayıp sonra Kemiğim etimi yersen ne derim. Zombi gibi dedikodumu yapma. Gel sık şu kafama kurtar çileden Ben anlamam yalandan ve hileden Çürüyorum çürüyorum ey Tanrım Ya bana ip uzat ya da çek kanım Kalsın benden sana bu can vaveyla Olsaydı duyardı sağır galiba Kuşak diyorum ya, kuşakmış meğer Eskilerden daha ahlaklı değer Bir üst insan formu güncelle beni Resetlerim ben de istersen seni Ne bakarsın atam anam ne dedin Dostum ve gardaşım neyimi yedin Ne zaman ne mekan benden karanlık İşte kafam zihnim senden karanlık Güneş ışık nur mu aradığım hep Nedir beni böyle yazdıran sebep Eğil mana eğil madde sırrı ver Sırrını ver gayrı, de bana geber Razıyım ey Tanrım ölmeye hemen Eğer sende razı isen dememden Rızan yoksa gönder gök ordusunu Çekiliversin dünyadan bütün su Hayır hayır olmamalı sonumuz Kapatın ışığı yansın mumumuz Üstat “çile” buymuş seninki ne ki Diyecekler elbet delinin teki Kalk sefil düşünce beni de kaldır Tut elimden göğe ummana daldır Damlada boğ gözyaşıyla temizle Bıktım nasılmış gör hıçkırık izle “Yunusum” senden mi içre olanın Bana miras değil miydi kalanın Kuşun kurdu biti kadar gücüm var Ben bunları yazarken ne suçum var İdam geri gelsin çıkayım dara Kirlenmiş gördüm Nil Tuna Sakarya Seks robotu indirilir bir banttan Araba gibi de satılır alttan Kalmaz koca karı aile kalmaz Nasıl bir çağdır bu pörsümez solmaz Tenekeden kuşlar uçarken gökle Bir ben mi ezildim taşınmaz yükle Yok değilim, varlık nedir muamma Keşke üretilmese tek muşamba Kalksam sabah erden buz gibi bir su Yesem bal kaymak süt çeksem bin bir Hu Zaman hep geriye aksa ne olur Belki gider gider Tanrıyı bulur Koç üstünde öğret ata binmeyi “Dedem Korkut” göster yere inmeyi Kılıç ver elime okum yayımı Ben alayım ava çıkıp payımı Dağları eritip demirden taştan Feth edeyim dört kıtayı sil baştan Gökleri seyredip ay ışığında Dans edeyim ateşlerin başında Melekler gelirken saf saf göklerden Kurtarmalı beni bütün yüklerden Yıkayıp paklayıp beden ruhumu Büyütsünler miraç denen tohumu Tanrım Tanrım bir ben kaldım dünyada Haydi yeter artık beni alsana. . . . Devamı . . . |
Kıyameti tetikleyecek fay hattı biraz da bu şiirden geçiyor.
İnanmak kadar konforlu olmasa da sorgulamak ve arayış insanı bu çağda dirençli kılıyor.
Yolculuğunuzun menziline varmanız umudu ve inancıyla...
Saygılarımla ...