Hüzün HikâyeBu “uzun hikâye” değil nasıl desem nasıl Kuruyan toprakların yağmura hasreti mi İçimdeki korkuluk cansız muhayyel asıl Bilmiyorum imdada kimi çağırsam kimi En güvendiğim beni bıraktı da yüz üstü Takmadık kulp koymadı bilcümle ahvalime Yüzüme gülenlerin ekseriyeti küstü Üç kuruşluk adamlar gülüp geçti hâlime Kime sırtımı dönsem yaptı hep şaklabanlık Riyakârlık yurdunun züppeleri gülüştü Devrik şahtan farkım yok ne han kaldı ne hanlık Yaralandım da düştüm leş kuşları üşüştü Sükûtu seçtim artık ben bu deni dünyada Bilmeyenler lal sandı dilsiz düştüler beni Eski günler gelse de teselli değil yâda İnsanlar kahpe olmuş dünyaysa zaten deni Ankara,8Ağustos 2020 İbrahim KİLİK |