Korkuluk
Istıraptan dikili ceketim,
Kalmadı giyilmeye takâti, Hiç ayrılmadılar, sırtımla midem, Cesedimi çiğneyip geçsinler, yorgunum. Ender, zehirli çiçekler ekili bahçelerime, Ücra tarlalarda, tahtalardan korkuluğum, Ufka bakarım kargaların alayları eşliğinde, İnandıramam kimseyi; Hâlâ bir yerlere, bir kimselere, bir şeylere vurgunum, Önce kendime tabi, Sonra, her şeye birazcık kırgınım. Kırlangıcın düşlerindeydi mâbedim, Bırakmak, boş vermek, hiç değildi âdetim, İstemeye yüzüm olmadı, selameti, saadeti, Bir adam daha çıkar kamburumdan, Fakat yıllardır çıkmayan canım, Hâlâ burnumda, Böyle taşımak, Yaşamak, Böyle yaşlanmak, Çok mu umurumda, Çok mu umurumda; Kıyametin alâmeti! |