öyle bir soru sor kiiçinde gidilmeden görülmüş yer olsun öyle bir anlat ki, dinleyeni mecbur et, geçmiş ve gelecekten bir şeyler olsun öyle bir hisset ki, sanılsın ki kıyamet, öyle bir dolsun ki, el değmeden olsun. neresinde son bulur bu mukat des neresindeyiz alemin hangi yönünde kim diyebilir ki, akıl perdeyi geçer öte zehir saçan uzayın bize dokunmayışı karmaşık evrene benzerimi beynimiz. saniyede kaç kez çırpar sineğin kanatları bir insanın kanı kaç mil yol alır hangi tesadüf, tesadüfü, doğurur hangi sayı sıfırkere, sıfırdan oluşur. Dünya günde 2,6 milyon kilometre yol alır. sarsılmadan dönen koca dünya ortası yanar,üstü çekerde çeker yoğun ateşte yanar iken suyun oluşumu uzak gezegenler ürpertir düşününce benzersiz yaradılışlar daha ötesi bize göre sonsuz olan orada ani, ateş kümeleri, patlayan yıldızlar hangi karanlık çekerse, arkası bir oluşum cennet, cehennem, yolculuğu anlık küçücük dünyada yaşıyoruz sandık okyanusta bir damla, evrende dünya bir karınca dünyayı dolansa ya geçmiş, gelecek, zaman, uydurma hayat senin hayatın karışmadık ne çok tacir vardır bu hayatta işlerine geldiği gibi yönetirler sen ölüsün yaşarsın düşünmezler peşine takılıp gözünü yumma ister aç gözlerini istersen kapa... |
peşine takılıp gözünü yumma'
zülfü yâre dokunmuş usta inceden inceye
çok şey vardı şiirde umarım mesaj olur
kutlarım.